TURİZM TÜRLERİ

TERMAL - SAĞLIK TURİZMİ:


TARİH BOYUNCA SU VE SAĞLIK TURİZMİ ŞEHRİ; DENİZLİSAĞLIK VADİSİDenizli Çürüksu (Lykos) Ovası için denilebilir ki Yaratanın en cömert davrandığı bölgelerden biridir. Bu nedenle ovadaki ilk yerleşim izleri günümüzden 500.000 yıl öncesine kadar dayanmaktadır ve günümüze kadar kesintisiz devam etmiştir. Bunun üç ana nedeni vardır; termal su, coğrafi konum ve iklimin uygunluğudur.

Bu bereketli topraklara iki önemli ırmak hayat vermektedir. Büyük Menderes ve Çürüksü (Lykos) Irmakları. Küçük, fakat verimli ovaya adını veren, Lykos (Çürüksu)  Nehri; Honaz (Kadmos) Dağı eteklerinden doğarak Lykos (Çürüksu) Ovası’nın ortasından geçip, Sarayköy yakınında Büyük Menderes Nehri’ne karışmaktadır.

Çürüksu (Lykos) Vadisi Afyon’dan başlayan ve Aydın’a kadar uzanan fay hattına bağlı olan termal su kaynaklarına sahiptir. Bu nedenle Çökelez Dağı ve Honaz Dağı eteklerinden Kaklık çevresine kadar olan alanlarda çok zengin ve kaliteli traverten ocakları yer alır. Termal su vadide insanlar tarafından binlerce yıldır tedavi amaçlı kullanılmış ve görkemli hamamlar yapılmıştır.
ANTİK DÖNEMLERDE TIPBölgemizin Hellenistik öncesi en önemli yerleşimi, Herodot ve Xenephon’da da adı geçen Kolossai antik kentidir. Hellenistik Dönem yerleşmelerini ise Ova ortasında yer alan Laodikeia, Attouda (Sarayköy-Hisarköy), Trapezopolis (Babadağ-Bekirler köyü), Karura (Sarayköy-Tekkeköy), Büyük Menderes Nehri’nin batı yanında Tripolis (Yenicekent), Laodikeia’nın kuzeyinde ise Hierapolis (Pamukkale) olarak sıralayabiliriz.

Polemon Hanedanlığının başlangıcından çok önce, bir öğrenim merkezi olan Laodikeia’da septik (kuşkucu) filozoflar, Antiokhos ve Theiodos yetişmiştir. Tıp öğreniminin de çok önemli olduğu Laodikeia’da, Strabon’un zamanında Zeuxis tarafından büyük bir grup Herophileian (antik dünyanın en ünlü hekimi) tıp okulu kurulmuştur (Strabon XII, 8.20). şüphesiz bu tıp okulunda hem su terapisine bağlı tedavi, hem de diğer tedaviler yapılıyordu.
ANTİK DÖNEMLERDE TIP OKULLARIMIZAntik dönemde Denizli çevresinde yer alan; Hierapolis, Laodikeia, Attouda, Karura, Herakleia Salbace ve Eumeneia kentlerinde tıp, bir bilim dalı olarak kabul edilmiştir.

Antik kaynaklardan Strabon (XII/8.20) M.S.9 yılında Lycos (Çürüksu) Vadisi’ne gelmiş olup, Laodikeia, Attouda ve Karura arasında büyük saygı gören Men Karou tapınağı ve tapınak yanında yer alan önemli bir tıp okulunun varlığından söz etmiştir. Strabon’a göre (XII/8.20), bu tıp okulu Herophileion adı altında Zeuksis tarafından kurulmuş ve onun zamanında bu okulun yöneticisi Aleksandros Philalethes’tir. Yine Strabon (XII/8.20) bu okulun tıp alanında öneminin Hikesios’un kurmuş olduğu Erasistrateion (Ünlü hekim ve anatomi uzmanı Teos’lu-Sığacık’lı Eristratos) kadar önemli olduğunu bildirmiştir. Bu bilgiler özellikle Lycos Vadisi’nin antik dünyada çok önemli bir tıp okuluna sahip olduğunu göstermektedir. Bölgenin en önemli antik kenti olan Laodikeia’da (Merkez Goncalı-Eskihisar köyleri) bir tıp fakültesi yer almaktaydı ve yukarıda sözü edilen kentlerin tıp doktorları bu fakültede eğitilmekteydi.
DÜNYANIN ÜNLÜ TIP HEKİMLERİ MERKEZİHerakleia Salbace antik kenti güç tanrısı Herakles adına kurulmuş olmasına rağmen, kentin baş tanrısı Asklepios ve karısı Hygeia’dır. Bu da antik kentin tıp alanında ne kadar ileriye gittiğini ve antik dönemde burada yetişen doktorların tüm dünyada ün saldıklarını göstermektedir.

Ayrıca Herakleia Salbace antik kentinde kabartmalar ve heykeller üzerinde sağlık tanrısı Asklepios ve karısı Hygeia sıkça betimlenmiştir. Bunlarla ilgili olarak antik kentte bir tıp okulu vardı ve burada antik dünyanın en meşhur hekimleri yetiştiriliyordu. Bunlarla ilgili bilgiler yapılacak kazılar sonucu daha da kesinleşecektir.
 
TELKİN VE TERAPİDEN, TEŞHİŞ VE TANIYAAntik dönemde bölgede şüphesiz önemli bir tıp merkezi Eumeneia (Çivril-Işıklı kasabası) kentinde yer almaktaydı. Kent yakınında yer alan Attanassos Hieronu etrafına kurulmuş önemli bir tıp okulu yer almaktaydı. Antik dönemde Eumeneia kentinde açıkça tıp bir bilim olarak kabul edilmiştir. Attanassos Hieronunda hastalar telkin ve terapi yoluyla tedavi edilirlerken, bu tıp okulunda teşhis-tanı ve tedavi yoluyla hizmet veriliyordu. Yine Eumeneia antik kentinde elde edilen yazıtlar burada yetişen tıp doktorlarının önemli hizmetler verdiğini göstermektedir.
    
ROMANIN EN ÜNLÜ TEDAVİ MERKEZİ
Hierapolis termal yerleşmesinin arkeoloji literatüründe Holy City (Kutsal Kent) olarak adlandırılması, kentte bilinen tapınak, yapı ve sıcak su kaynaklarının varlığından kaynaklanmaktadır.

Roma döneminde kent, kaplıcaları sayesinde önemli bir tıbbi merkez haline gelmiş ve şifa bulmak niyetiyle Anadolu’nun bir çok yerinden gelen hastalar burada yaşamlarının sonuna kadar kalmışlardır. Roma Nekropolü, çoklukla bu hastaların mezarlarından oluşmakta ve kültürel çeşitlilik içermektedir. Hierapolis’teki Nimfeum (Antik Çeşme) ve Roma Hamamları, kentin bu özelliği nedeniyle inşa edilmiş ve bu yapılar, günümüze kadar gelmiştir.

TERMAL SAĞLIK VE TEDAVİ MERKEZİ

Büyük Menderes Irmağı yanında kurulmuş olan Tripolis antik kentinin kuruluş amaçlarından biri de günümüzde Yenicekent Kaplıcaları olarak bilinen termal su kaynaklarından tedavi amaçlı yararlanılmasıdır. Yine Sarayköy-Tekke Kaplıcaları olarak bilinen bölgede antik dönemde Karura adında bir kent kurulmuştur. Bu kentin kaplıcalarının sağlık ve tedavi amaçlı olarak kullanıldığı antik kaynaklardan bilinmektedir. Binlerce yıldır bölgemizde bilime dayalı tıp ve termal suya bağlı tedavi uygulanmaktadır.

GÜNÜMÜZÜN SU VE SAĞLIK KENTİ
Günümüzde termal kaynaklara bağlı sağlık turizmi dünyada önemli bir yer tutmaktadır. Türkiye jeotermal kaynaklar açısından dünyada ilk yedi ülke arasında yer alırken, Avrupa’da birinci, kaplıca uygulamaları konusunda ise üçüncü sırada yer almaktadır.
DÜNYANIN EN ZENGİN TERMAL SU KAYNAKLARI
İlimiz termal su kaynakları bakımından dünyanın en zengin alanları içinde gösterilmektedir. Diğer turizm türleri ile entegre olabilecek ve destinasyon oluşturabilecek kapasiteye sahip olan öncelikli geliştirilecek bölgeler içinde yer alan ilimizde, termal marka kent oluşturulmak üzere; Çardak Beylerli, Buldan Yenicekent-Bölmekaya, Sarayköy İlçesinde Tekkeköy, İnsuyu, Babacık ve Kızıldere Bölgesi, Akköy İlçesi Gölemezli Bölgesi Kültür ve Turizm Bakanlığınca 2006/11354 sayılı karar ile 16 Aralık 2006 tarihinde Termal Turizm Merkezi ilan edilmiştir.
- SARAYKÖY TERMAL TURİZM MERKEZİ
İlçe, Menderes Ovası’nda kurulu olup, Denizli- Aydın- İzmir Karayolu üzerinde bulunmaktadır. Denizli il merkezine 22 km, Ege Denizi’ne 220 km mesafededir. İlçede önemli jeotermal tesisler bulunmaktadır. Bunların başında Karataş Köyü yakınındaki Hamamaltı Mevkiindeki jeotermal alandır. Tırkaz- Tekke köylerinde 4 (dört) adet tesis bulunmaktadır. suyun sıcaklığı 80oC de olup, Romatizma, Deri, Kadın Hastalıkları, İdrar Yolu rahatsızlıklarına iyi gelir.
Tekke  hamam Jeotermal Sahası  İnaltı Termal alanı
ADI
TEL
  FAKS
HİZMETLER
ODA
YATAK
BABACIK KAPLICASIKabaağaç- Tekkeköy
SARAYKÖY
4261212

Kapalı Havuz, Çamur Banyosu, Yosun Banyosu, Mutfak, Odalarda Banyo, Tuvalet, Klima,
8 / 16
ÇAVUŞOĞLU AİLE BANYOLARI Tekkeköy  SARAYKÖY
www.cavusogluailebanyolari.com
4261016
4261017
Kapalı Yüzme Havuzu, Sauna, Mutfak,Odalarda Banyo, TV, Klima,
40 / 90
İNALTI TERMAL  OTEL
(Sağlık Bak. Belgeli)
Tekkeköy - SARAYKÖY

www.inaltitermal.com 
4261008 
4261010
Yüzme Havuzu, Sauna, Jakuzi,Termal Havuzlar, Sıra Banyoları,Odalarda Havuz, TV, Buzdolabı, Mutfak, Klima 
70 / 120
UMUT TERMAL OTEL
(Sağlık Bak. Belgeli)
Tırkaz Köyü -SARAYKÖY

www.umutthermal.com
4261101
4261014
4261160
3 Adet Termal Havuz,Türk Hamamı, Çamur Banyosu, Yosun Banyosu, Sauna, Jakuzi,150 Kişilik Rest.
98 / 232
- AKKÖY - GÖLEMEZLİ TERMAL TURİZM MERKEZİAkköy- Gölemezli Termal Turizm Merkezi alanı Pamukkale Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarına bitişik olarak, bu bölgenin kuzey batısında yer almakta, Akköy İlçesine bağlı Gölemezli Beldesi, Çeşmebaşı ve Kavakbaşı Köyleri yerleşim alanlarını da içine alacak şekilde yine Akköy İlçesine bağlı Belenardıç Köyünün yerleşim alanı dışında güneydoğu bölgesi ile Denizli merkez İlçeye bağlı Haytabey ve Eymir Köylerinin yerleşim alanaltı dışındaki güney-batı bölgelerini kapsamaktadır.

İlçede jeotermale dayalı seracılık yapılmaktadır. Jeotermal MTA kaynak 4 (dört) adettir. Kaynaklar nitelik bakımından birbirinden farklıdır. Birisi çamur hamamı olarak kullanılır. Sıcaklıkları 35-60 0C arasındadır. Kaynak sularının bileşiminde karbondioksit, sülfat, sodyum ve kalsiyum bulunmaktadır.
   
   
Gölemezli Çamur Kaplıcaları: Merkez ilçeye bağlı Gölemezli Kasabasındaki su Deri, Sedef, Mantar, Egzama, Hemoroit, Kireçlenme, Romatizma gibi hastalıklara iyi gelir.
ADI
TEL
  FAKS
HİZMETLER
ODA
YATAK
ŞANLIALP ÇAMUR KAPLICALARIAKKÖY-GÖLEMEZLİwww.sanlialp.com
463 40 24
463 40 68
463 40 67
Yüzme Havuzu, Açık - Kapalı Çamur Banyoları, Çay Bahçesinde  TV, Sauna 
36 / 72
   
Seracılık Çalışmaları
- BULDAN - TRİPOLİS TERMAL TURİZM MERKEZİ
İlçe Pamukkale Tepeköy, Gölemezli ve Akköy yolu üzerinden 20 km Menderes Nehri vadisinde Tripolis Antik Kenti yakınında yer almaktadır.

Çizmeli (Yenice) Kaplıcaları: 
Buldan ilçesine 16 Km uzaklıkta,  Suyun sıcaklığı 56oC de olup, Romatizma, Kalp-Damar Sertliği, Hemoroit, Karaciğer Yetmezliği, Deri, Mide, Böbrek  ve Kadın Hastalıklarına iyi gelir.
ADI
TEL
  FAKS
HİZMETLER
ODA
YATAK
KAMARA PANSİYONYENİCEKENT - BULDAN 
434 60 97
434 65 11
   -
Kapalı Havuz, Odalarda Havuz, Odalarda Tuvalet, Banyo
11 / 25
Buldan Maden Suyu: Buldan ilçesine 2 Km uzaklıktaki maden suyu kaynakları iki ayrı çeşmeden akmaktadır. Sindirim sistemi ve Karaciğer işlevleri üzerine olumlu etkisi vardır. Sofra suyu niteliğindedir
- ÇARDAK - BEYLERLİ TERMAL TURİZM MERKEZİBeylerli Belediyesine ait kaplıca termal tesisinin Beylerli şehir merkezine mesafesi 3 km, ilçe merkezine 20 km, il merkezine 78 km olup yolu asfalt kaplama yoldur.
Beylerli Jotermal sahası
ADI
TEL
  FAKS
HİZMETLER
ODA
YATAK
BEYLERLİ KAPLICALARI
Çaltı Yolu Üzeri No:39
BEYLERLİ-ÇARDAK 
853 70 80
   --------
Kapalı Havuz, Mutfak, Odalarda TV, Banyo, Tuvalet
18 / 18

Pamukkale Termal SularıDenizliye 18 km uzaklıkta (Hierapolis Antik Kenti) Pamukkale de 35oC deki su; Doktor muayenesini takiben hastanın durumuna uygun olarak kalp-damar sertliği, tansiyon, romatizma, raşitizm, felç, deri, göz, sinir sistemi ve Damar Hastalıkları, Damar İltihabı ve Reyno Hastalığının rahatsızlıklarının tedavisinde önerilmektedir. Ayrıca ılık olarak içildiğinde mide spazmında, idrar söktürmede ve iltihaplarında, böbrek ve kum taşlarının tedavisinde  tavsiye edilmektedir.
Pamukkale’den yayılan termal kaynaklarda şifa bulunTravertenleri yaratan sular, termal turizmde Pamukkale’nin önemli ve benzersiz bir yer edinmesini sağlamıştır.Pamukkale’nin bulunduğu coğrafya, Çürüksu (Lykos) Vadisi termal su kaynakları ile özel bir yapıya sahiptir. İnsanlar binlerce yıldır termal suyu tedavi amaçlı olarak kullanmış, buralarda işlevsel ve gösterişli hamamlar yapmışlardır.
Hierapolis’in termal sularından kaynaklanan ünü, Roma Dönemi’nde Anadolu’ya yayılmış, hastalar şifa bulmak için buraya gelmişlerdir. Kaplıcaları ile tıbbi merkez konumuna gelen kentte, hastalar tedavi amaçlı geçici ya da kalıcı olarak konaklamışlardır. Roma nekropolünde kent dışından gelen ve ömürlerinin sonuna kadar kalan hastaların mezarları bulunmaktadır. Termal kaynakların bulunduğu yerlerde Antik Dönem’de dini ayinler yapılmış, halkın katılımı ile şenlikler düzenlenmiş, devlet yöneticileri ve zenginler tedavi için burayı tercih etmişlerdir. Yapılan araştırmalar tedavilerin din adamları ve hekimlerce  yönetildiğini göstermektedir.
Termal amaçlı yapılıp, günümüze ulaşan tarihi yapılar arasında Antik Çeşme(Nimfeium) ve Roma Hamamları mimari yapıları ve ihtişamları ile dikkat çekicidir.

Günümüzde Hierapolis kentinin bulunduğu alanda, tarihi yapılarla kucaklaşan termal sularda yüzmenin keyfi ve mutluluğu bambaşkadır. Travertenleri yaratan karstik alanlardan çıkan sular; bünyesindeki kireç çözeltisi,  buharlaşma ve sudaki karbondioksitin ayrışması sonucu, çökelmiştir. Genellikle beyaz renkte ve pamuk yığınları andıran kalker tüfleri ise Pamukkale travertenlerini oluşturmaktadır.  Pamukkale termal suyunun tedavi edici özelliği, çok eski çağlardan beri anlaşılmış, yüzyıllar sonra şifa niteliği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. UNESCO Kültür Miras Listesi’nde yer alarak, özenle korunan Pamukkale, şifalı termal suları ile ziyaretçilerine pek çok alternatifli tedavi olanakları sunmaktadır.
PAMUKKALE TRAVERTENLERİ
Traverten sözcüğü, İtalya’da geniş traverten çökellerinin bulunduğu Tivoli’nin, Roma zamanındaki adı olan “Tivertino”dan gelmektedir. Traverten çok yönlü, çeşitli nedenlere ve ortamlara bağlı, kimyasal reaksiyon sonucu çökelme ile oluşan bir kayadır.

Termal su kaynaktan çıktıktan sonra, 320 m. uzunluğunda bir kanal ile traverten başına gelmekte ve buradan, 60-70 m.lik çökelmenin olduğu traverten katkatlarına dökülmekte ve ortalama 240-300 m. yol katetmektedir.Kaynaktan çıkan 35.6 °C sıcaklığında, içinde yüksek miktarda Kalsiyum Hidrokarbonat bulunan suyun havadaki oksijen ile olan teması sırasında Kalsiyum karbonat çökelmekte ve traverten oluşumuna sebep olmaktadır. Çökelti ilk etapta jel halindedir. Beyazlığın oluşumunda hava şartları, ısı kaybı, akışın yayılımı ve süresi etkilidir. Çökelme, termal sudaki karbondioksit, havadaki karbondioksit ile dengeye gelinceye kadar devam eder.
   
Reaksiyon Kimyasal olarak:
Ca (HCO3) + O2 --> CaCO+CO2+H2O

Travertenler kartlarda ve bröşürlerde göründüğü gibi her zaman su ile temas halinde değildir. Su dolu travertenler daha güzel ve hoş göründüğü için fotoğrafları genellikle su dolu iken çekilir ve her zaman su dolu sanılır.Travertenlere termal su kontrollü olarak belirli bir program dahilinde verilmektedir. Fazla miktarda ve uzun süre aynı yere akıtılan termal su yosunlaşmaya ve dolayısı ile beyaz traverten alanlarında hoş olmayan kirliliğe sebep olmaktadır.Hem bu kirliliğin önüne geçmek hem de başlangıçta jel halinde olan çökeltiyi sertleştirmek için traverten alanları belirli süreler kurutulmak zorundadır. Ana traverten alanlarına girmek travertenin ilk oluşumda yumuşak jel halinde olması ve yüründüğünde ezilme ve kırılma meydana gelmesi sebebiyle her ne kadar yasaksa da gelen turistlerin suyla temasını sağlamak amacıyla eski araç yolu üzerinde oluşturulan yapay havuzcukların olduğu bölüm ve Güney Kapısı tarafında sonradan oluşturulan 5000 m2'lik traverten alanı turistlerin kullanımına açıktır.
KARAHAYIT KAPLICALARIKarahayıt Kasabasında, yılın her mevsiminde ana kaynağından çıkan kendine has kırmızı renkli şifalı termal suyun ve termal çamurun sıcaklığı 58ºC olup; Ege Üniversitesi hidroklimatoloji enstitüsünün vermiş olduğu rapora göre içerdiği zengin mineralleri ile eşsiz bir sağlık kaynağıdır. Karahayıt 'ta bulunan turistik tesislerde (Otel, Apart Otel ve Pansiyonlarda) Kırmızı Su ve Termal Çamur sayesinde pek çok hastalık ve sağlık probleminize şifa bulacaksınız.
Karakayıt Termal Sahası
Banyo uygulamaları şeklinde;
* Ortopedik ve nörolojik sekellerin rehabilitasyonunda tamamlayıcı tedavisinde,
* Romatizmal hastalıklar
* Siyatik, bel-boyun fıtığı, kireçlenme
* Dolaşım sistemi hastalıkları ve sedasyon (ruhi rahatlatma) özelliği
* Nörolojik rehabilitasyon gerektiren hastalıklar
* Ameliyat sonrası tutukluk ve sertliklerin giderilmesi
* Kadın hastalıkları
* Stres ve strese bağlı tüm hastalıkların rehabilitasyonu
* Uykusuzluk ve yorgunluklar
* Saç, tırnak ve derideki hücrelerin canlanması
* Cilt ve deri hastalıkları
* Kırıkların alçılarının alınmasını mütaakip gelişen kontraktürlerin giderilmesi
* Adele spazmlarının giderilmesi
* Gut hastalığı, Nevralji, nevrit, Artrozlar, Kolit hastalıklarının tedavisi.

İçme suyu uygulamaları şeklinde kullanılarak;
* Üst gastrointestinal sistemin fonksiyonel bozukluklarında,
* Mide ve yemek borusu rahatsızlıklarında
* Kemik erimesinde, ürolithiasisde ve kalsiyum ihtiyacının
tamamlayıcı tedavi unsuru olarak kullanılabileceği belirtilmiştir.
Çamur banyosu şeklinde kullanılarak;
suyun içinde bulunan çamurun cilde sürülmesinin :
* cildi yumuşatma,
* Gözenekleri açma,
* Selülit ve çatlak tedavisi ve toparlama etkisi
* Antiseptik tesiri ile akne ve sivilceleri yok etme
* Kırışıklıkları giderme, siğilleri absorte etme
özellikleri bulunmaktadır.
Ayrıca kırmızı su ve termal çamurun;
Böbrek Taşı, Kalp, Damar Sertliği, Yüksek Tansiyon, Romatizma, Siyatik, Kireçlenme, Kadın ve Deri Hastalıkları, Bel ve Boyun Fıtığı, Sindirim, Mide, Bağırsak, Karaciğer, Safrayolları, Diabet, Egzama, vücut direncini arttırma, metobolizma bozuklukları tedavisinde de son derece şifalı olduğu kanıtlanmıştır.

Pek çok turistik tesislerimizde, Kırmızı su ve termal çamurdan 24 saat boyunca yararlanabilir, doktor ve fizyoterapistler tarafından sürekli kontrol altında fizik tedavi, rehabilitasyon, romatizma tedavisi, masör ve masözlerimizle hastalığınıza şifa bulabilir, ruhunuzu yenileyecek, dinçleşecek, hayatın stresinden arınabilirsiniz.
MASAJ :Kan dolaşımını hızlandırır, spazm çözerek gevşeme sağlar, ağrıları giderir. Sakinleştirici ve yatıştırıcı bir etkiye sahiptir. Zaman ve strese karşı cildin diriliği ve esnekliğini korumasına yardım eder.

ÇAMUR BANYOSU : Çamur havuzunda termal sulardan elde edilen çamur, vücudun gerekli bölgelerine uygulanır. Eklem ağrılarını azaltır, romatizmal hastalıklarda, kireçlenme, selülit, çatlak tedavisinde etkilidir. Kırışıklıkları giderir, siğilleri absorte eder. 

TAVSİYELER 

- Uygulanabilecek kur süresi : 10-20 dakikalık banyo olmak üzere, 10-15 gün.
- Sıcak-soğuk–sıcak banyo uygulaması ile şok tedavi yapılabilir.

- Tüm uygulamalardan evvel doktor kontrolünden geçmeniz tavsiye edilir.
    KIRMIZI SUYUN KİMYASAL ÖZELLİKLERİ
İyonlarmg/ltKaytonlarmg/lt
Kalsiyum
466.00
Bikarbonat
1339.569
Sodyum
114.950
Sülfat
830.000
Magnezyum
131.344
Klorür
130.000
Potasyum
32.833
Florür
2.280
Demir
4.485
Hidrofosfat
0.700
Alüminyum
0.850
Metabozik Asit
6.640
Alfa Aktivitesi
183.140
Metasilik Asit
12.600
Beta Aktivitesi
77.200
Isı
56 ° C

KARAHAYIT KIRMIZI SU TRAVERTENLERİ
Kırmızısu, Pamukkale’nin 5 km. kuzeyinde Karahayıt kasabası içindedir. Kırmızısu travertenleri, 60º C sıcaklıkta çıkan termal su çevresinde, termal suyun içindeki maden oksitleri nedeniyle kırmızı, yeşil ve beyaz renkli traverten tabakaları şeklinde oluşmuştur. Travertenler yaklaşık 500m2’lik bir alandadır. Doğal güzelliği bakımından ilin görülmeye değer önemli turizm beldelerinden birisidir.

DAHA GENÇ, DAHA ZİNDE SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN
Denizli’nin turizm vizyonunun içinde yer alan jeotermale dayalı sağlık turizmi sayesinde, Pamukkale- Karahayıt- Akköy- Yenicekent- Sarayköy arasında uzanan Türkiye’nin en güzel ve  sağlık turizmi açısından zengin potansiyele sahip termal bölgesindeki sıcaklığı 36 0C ile 125 0C arasında değişen sularımızda, kür parkı ve kür merkezi kullanımlarıyla insan sağlığı açısından önemli olup, turizm ve rekreasyona yönelik nitelikli ve uluslar arası standartlara sahip tesislerde konaklama, eğlence, dinlence ve spor olanaklarının sunulduğu 12 ay boyunca hizmet verilmektedir.

İlimiz sınırları içinde yer alan termal sular, kalp, damar sertliği, tansiyon, romatizma, deri, göz, raşitizm, felç, sinir hastalıklarına, uyuz, kaşıntı gibi deri hastalıklarına iyi geldiği gibi ılık içildiğinde mide, damar iltihapları ve reyno hastalığının tedavisine de iyi geldiği bilinmektedir. Bilhassa çamur banyosuyla alınan tedavi ile cildin daha genç ve zinde hale gelmesi mümkün  olabilmektedir.
SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN DENİZLİYİ SEÇİN
Bölgemizde su, hayat ve sağlıktır ve biz buna binlerce yıldır tarihten günümüze sahibiz. “Daha İyi Bir Dünya İçin Yeni Yollar - Herkes İçin Sağlık” hedefini gerçekleştirebilmenin önemli öğelerinden olan ve ilimizin sahip olduğu zengin sağlık turizmi potansiyelinden yararlanmak için herkesi Denizli’ ye bekleriz.



KONGRE TURİZMİ:


DENİZLİ KONGRE VE KÜLTÜR MERKEZİ : 
Denizlinin alışveriş ve eğlence merkezi olan EGS park içinde, 4000 m 2 lik kapalı alanda Sempozyum, Konferans ve değişik amaçlı toplantılar için 900 kişilik büyük salon, 300 kişilik iki küçük salon, 10 ar kişilik üç adet toplantı odası, altı adet suit oda ve bir basın açıklama bölümü mevcuttur. Merkezi ses ve ışık düzeni, konferans üniteleri, sinevizyon, tepe gözü, slayt, gösterim makinaları ve motorlu perdeye görüntü aktarımı sayesinde, yapılan etkinlikler salonun en uzak köşesinden rahatlıkla izlenebilmektedir.
      

ÇATALÇEŞME ODA TİYATROSU:
  
TOPLANTI SALONLARI :
İl merkezi, Pamukkale ve Karahayıt kasabasında bulunan otellerde mevut olan çok amaçlı toplantı salonları dünya standartlarındadır. İlmizdeki turizm belgeli otellerde 4525 adet, belediye belgeli otellerde 5961 adet olmak üzere toplam 10486 yatak kapasitesi mevcuttur.
KONGRE TURİZMİNE UYGUN SALONU BULUNAN KURULUŞLAR
Tesisin Adı
ve Sınıfı.
Salon
Kapasitesi
(Kişi)
Telefon
Fax
Colossae
Otel
8
800-300-230-230 80-50-50-30
271 43 74
271 41 56-58-59
271 42 50
Polat
Otel
2
850-240
271 41 10 (2Hat)
271 40 92
Richmond
Otel
3
700-400-250
271 42 94 (10Hat)
271 40 78
Richmond
Pamukkale SPA
3
800-350-150
271 46 11
271 46 08
Pam Otel
3
450-100-70
271 43 30-2714129
271 40 97
Likos Otel
2
150-150
271 43 41-2714505
271 43 51
Club Hierapolis (Belediye Belgeli)
2
240-145
271 41 00 (8Hat)
271 41 43
271 41 08
Richmond
Savanna
2
100-50
381 73 81-82-83
381 72 99
Denizli Belediyesi Çatalçeşme
Oda Tiyatrosu
1
226
241 04 39
242 10 79
Belediye
Sanat Merkezi
1
700
264 44 80
241 76 03
PAÜ Rekt.
Binası
1
80
212 55 17-18
212 55 30
PAÜ
İktisat Fak
1
167
213 40 30
213 40 39
Kültür Sanat
Merkezi EGS Fuar Alanı
3
900-300-300
371 99 00
371 99 04
Organize Sanayi Bölgesi
1
152
269 10 02
269 10 01
Ticaret Odası
Başk.
2
250-60
241 49 64-65
265 17 05
Esnafkefalet
Koop.
1
250
242 71 79- 80
242 71 81
DEDA Deri
Sanayi
1
1250
268 88 22
268 96 02

YEMEK KÜLTÜRÜ:


Yöresel Tatlar

Denizli'de geleneksel yemek türleri ve beslenme alışkanlıkları sürmektedir. Kedi börülcesi çorbası,Mercimek çorbası,Domates çorbası, kuru börülce çorbası, Tarhana çorbası, ovmaç çorbası gibi yöreye özgü çorba türleridir. Et yemeklerinin başlıcaları tas kapaması, kumbar dolması, sirkeli et, nohutlu et, Tandır,kol dolması, ciğer sarma, saçta işkembedir.

Denizli mutfağının temelini sebzeli yemekler oluşturur.Özellikle patlıcan yemek çeşitleri çoktur. Kuru patlıcan dolması, patlıcan gözlemesi gibi vb. Taratorlu börülce salatası, ebe gümeci salatası, filiz salatası Yöreye özgün salata türleridir.
Börek ve tatlı türlerinde Ege Bölgesi özellikleri görülür. Yufka, şipit, bazdırma evlerde yapılan ekmekledir. Yöredeki beslenme alışkanlıklarından biri de yatmadan önce yenen “yat geber ekmeği”dir. Kışın darı, kavurga, ceviz, kestane; yazın türlü meyveler, salatalık, kavun, karpuz yenir.


Kahvaltı Kültürü

Yöresel Yemekler ve Tarifleri

Yöresel Tatlılar Ve Tarifleri
            


EKO TURİZMİ:

-Yayla Turizmi

YATAĞAN KEFE YAYLASI
     Anadolu'ya ilk gelen Oğuz Boylarının yerleşim yerlerinden birisi olan Yatağan kasabasına 5 km. mesafede olan Kefe yaylası, Yatağan ile Honaz ilçesinin bazı köylerini birbirine bağlayan asfalt yol üzerinde yer alır. 1100 m. rakımlı yaylada karaçam, kızılçam ve ardıç ağaçları mevcuttur.
     Elektrik, su, çadır, piknik alanları, Wc, duş, restoran, market, kasap ve çeşitli spor alanları gibi altyapı ve üst yapıları belediyesince tamamlanarak 2000 yılından bu yana iç turizme hizmet etmektedir.
     Kefe yaylasında her yıl Ağustos ayı ilk haftasında önemli etkinlikler yapılmaktadır. Yatağan, Denizli-Antalya karayolu üzerinde güzergâh dışında kalmasına rağmen yaylanın temiz havası ve bol oksijeni, huzuru ve sakinliği, hizmete giren sosyal tesisleri ve iletişim ağı ile dünya bağlantısı sağlandığı için talep patlaması olmaktadır. Yatağan kasabasının bıçak üretiminde önemli bir yeri vardır. Kasaba bu turizm potansiyelini her yıl Ağustos ayında düzenlediği Bıçakçılık ve Kefe Yaylası Şenlikleri ile pekiştirmektedir.
    
    
BEYAĞAÇ TOPUKLU YAYLASI :
     On beş hektar civarında kısmen dalgalı bir düzlüğü bulunmaktadır. Etrafındaki heybetli ağaçları, havası, soğuk ve kaliteli içme suyu kaynakları ile ünlüdür. Günübirlik piknik ve çadırlı kamp için uygundur. İlçe merkezine 20 km. uzaklıkta yaklaşık 1700 rakımlıdır. Yaylanın batısındaki tepelerden Gökova körfezini ve yaz aylarında gün batımını izlemek çok keyiflidir.Beyağaç topuklu yaylası güneş enerjisiyle aydınlatılmaktadır. Büyük organizasyonlara ev sahipliği yapabilecek kapasiteye sahip olan topuklu yaylasında ; Restorant, fırın, tandır kuyusu ve alabalık havuzları vardır. Ayrıca çim futbol ve voleybol sahaları geçtiğimiz yıllarda hizmete açılarak ziyaretçilerin kullanımına sunulmuştur. Yaylada Alt yapı çalışmaları tamamlanmış durumdadır. Çeşme , Duş ve  tuvaletler imkanları  vardır. Toplu halde organizasyonlar için 200 kişilik yer hazırdır. Çocuk parkı mevcuttur  ve ahşap -kıl çadırında geceleme imkanı vardır. Yayladaki toplam yatak sayısı 70’dır. Yaylada  sosyal tesis ve kapladığı alan itibariyle 2 futbol takımının aynı anda kamp yapabilir.
    Tesisleri büyük beğeni görmektedir. Ayrıca köyceğiz üzerinde yol yapım çalışması programa alınmıştır. Yolun bir kısmı stabilizedir. Yaylaya Beyağaç ilçesi üzerinden ulaşım mümkündür.Her yıl haziran ayında Topuklu Yaylasında şenlikler düzenlenmektedir. Bu organizasyonlarda yağlı pehlivan güreşleri, Halk Konserleri ve çeşitli gösteriler yapılmaktadır.

    Beyağaç Topuklu Yaylasıyla ilgili olarak aşağıdaki numaralardan bilgi alabilirsiniz.
    Beyağaç Belediyesi      :0 258 691 60 16
    Beyağaç kaymakamlığı  :0 258 691 61 01
    
    
    
    





Yukarı-Aşağı Erikli Yaylası: Honaz’a 10 km. mesafededir. Etrafı tamamen çam ağaçları ile kaplı geniş düz bir arazidir. Lala Bağlar Yaylası: Honaz ilçesine 3 km.’lik mesafede, etrafı çam ormanları ile kaplı, fazla büyük olmayan düz arazidir.
Süleymanlı Yaylası: Buldan ilçesine asfalt yol ile bağlı 8 km.lik bir mesafededir. Geniş düzlük bir alandadır. ıçi tamamen sazlarla kaplı, büyük bir göle sahiptir. Göl kenarında yaklaşık 30 yıllık ve halen çalışır durumda 8 odalı otel vardır. Çam ağaçlarıyla kaplı, fazla yüksek olmayan dağlar vardır.
Lala Bağlar Yaylası: Honaz ilcesine 3 km. uzaklıktadır. Yolu topraktır. Konaklama ve altyapı tesisleri yoktur. Etrafı çam ormanı ile kaplıdır.
Tasdelen Yaylası: Babadağ ilçesine 5,  Sarayköy ilçesine 20 km.lik mesafede olup, stabilize yol ile bağlıdır. Hisarköy’de “Attuda” antik kenti vardır. Yayla üzerinden 23 km.lik yol ile Aphrodisias’a ulaşılmaktadır. Yayla engebeli arazide olup, çam-kestane-ceviz,vb. ağaçlarla kaplıdır.
 

 
Karagöz Yaylası : Kapuz Mağarasının da yer aldığı bu yayla, Çameli ılçesindedir.Çam ağaçlarıyla kuşatılmış bu yaylada bol su bulunmaktadır. 

-Şelaleler

GÜNEY ŞELALESİ
Güney Şelalesi, Denizli ili, Güney ilçesi, Cinlere Koyu sınırları içinde yer almaktadır.   Güney ilçesinin yaklaşık 4 km. güneyinden gecen Menderes Nehri'nin kenarındadır. Şelale doğal güzelliği bakımından görülmeye değer yerlerdendir. Denizli'ye 70 km uzaklıktaki gizli cennet, birinci derecede SİT alanıdır. Güney ilçe merkezinin 3 km uzağında Cindere dağı yamaçlarından çıkan sularla oluşuyor. B. Menederes nehrine yaklaşık 20 m yüksekten nazlı nazlı dökülen şelale suyu kireçli, bunun sonucu olarak ta şelale yatağında kalker basamaklar ve çeşitli oluşumlar meydana getiriyor. Gün doğumundan akşama dek izlenmesi gereken Güney Şelalesi gelin duvağı tül perde, yelpaze biçiminde zümrüt yeşili kadife görünümlü yosunlar üzerinde süzülen su damlaları yıllarca süren akışıyla sarkıt dikitleri olan Damlataş Mağarası oluşturmuş, şelale akış seti içinde oluşan mağara içinde yüzülebilen derinlikte bir de göl saklıyor.

    SAKIZCILAR ASMAALTI ŞELALESİ
   Çal ilçesine bağlı Sakızcılar Köyü'nde yer alan şelale eşsiz bir tabii güzellik sergilemektedir. Ağlayan Kaya olarak bilinen şelale, 30 metre yükseklikten dökülmektedir. Yeşille suyun birleştiği şelalenin dibinde alabalık yetiştirilmektedir. "Hocanın Yeri" olarak bilinen yer ilçe halkı tarafından çok sevilen bir piknik yeridir. 
    HOMA (GÜMÜŞSU) ŞELALESİ
  Çivril'in Doğu kesiminde, Çivril-Dinar yolu üzerinde ilçeye 30 Km. mesafedeki kasabaya buradaki suyun iyi niteliği nedeni ile Gümüşsu adı verilmiştir. Gümüşsu Kasabasına 10 Km. uzağında bulunan Düzbey Köyünde II. Haçlı seferinin savaş alanı Miryakefalon adındaki tarihi alanı vardır. Yaklaşık 30 metre yükseklikten şut yapan bir şelale bulunmaktadır. Suyu çok soğuk ve tatlıdır.
    
   
     

-Ornitoloji

Ornitoloji (Kuş Gözetleme Turizmi)
Işıklı gölü, Süleymanlı gölü ve Acıgöl-Çaltı (Beylerli) Gölü civarında yapılabilmektedir.

ACIGÖL-ÇALTI (BEYLERLİ GÖLÜ)
Acıgöl, ızmir’den Afyon yönüne ilerleyen karayolu yakınında Denizli-Dinar arasında yer almaktadır. Göl 836 metre rakımda, alanı 16000 he. Civarındadır. Derinliği kışın 3-4 metre arasında değişmektedir. Acıgöl’ün güneybatısında bulunan Çaltı (Beylerli) Gölünün suları tatlıdır. Suyu bir kanalla Acıgöl’e verilen gölde balıkçılık yapılmaktadır. Alanı 35 he. Civarındadır. Acıgöl-Çaltı Gölü Bölgesi’nde şimdiye kadar 203 kuş türü gözlenmiştir. Bunlardan 22’si için kuluçka tespiti vardır. Bölgede en önemli kuluçka kuşları Toy ve Turna’ dır. Acıgöl’ü çevreleyen pınarlar çevresinde 10-11 çift’ lik bir Turna populasyonu kuluçkaya yatmaktadır. Flamingo’nun bölgede düzenli olmayan aralıklarla kuluçkaya yatma olasılığı vardır. Angıt, Suna, Leylek, Mısır Akbabası, Saz Delicisi, Uzunbacak, Kılıçgaga, Küçük Cılıbıt, Taş Bülbülü, bölgedeki diğer kuluçka kuşlarıdır. Puhu ve Yelpazekuyruk bölgede büyük olasılıkla kuluçkaya yatmaktadır.
IŞIKLI GÖLÜ (SU KUŞLARI KORUMA ALANI)Işıklı Gölü Dinar’ın kuzeybatısında Çivril Ovasında yer alır. Taşıdığı potansiyel nedeni ile Denizli Milli Park Mühendisliği’nce “Su Kuşları Koruma Alanı” olarak tescili önerilmiştir. Göl su kuşları için önemli bir yaşam ortamı oluşturmaktadır. Bölgede kuluçkaya yatan türlerden; Küçük Baladan, Alaca Balıkçıl, Küçük-Büyük Ak Balıkçıl, Erguvan Balıkçıl, Çeltikçi, Boz Kaz, Angıt, Pasbaş Dalağan, Deniz Kartalı, Saz Delicesi, Kızıl şahin, Uzunbacak, Gülen Sumru, Kır ıncikuşu önemli örneklerdir. Kışın gölde gözlenen su kuşlarından; Küçük Karabatak,Büyük Ak Balıkçıl, Sakarca Kazı, Boz Kaz, Çamurcun, Kıl Ördek,  Kepçel, Batak Çulluğu örnek verilebilir. Ayrıca Deniz Kartalı, Sakallı Akbaba, Gökçe Delice, Büyük Orman Kartalı, şah Kartal, Bıyıklı Doğan, Ulu Doğan bölgede kışlayan yırtıcılardır.

-Foto Safari

UNESCO’nun “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunması Sözleşmesi"”uyarınca oluşturulan ve dünyanın olağandışı evrensel değerlere sahip kültürel ve doğal varlıklarını içeren Dünya Miras Listesi'’nde, ülkemizde bulunan 8 yerden biri olan, gerek doğal oluşumları ve gerekse arkeolojik değerleri  ile  çok  büyük önem taşıyan PAMUKKALE ve Çal ilçesi Sakızcılar şelalesi,Çivril Işıklı Gölü,Akdağ,Güney ilçesi Adıgüzel Barajı,Güney şelalesi,Buldan Süleymanlı Gölü ; Foto Safari’ ye elverişli alanlardır.

   
 
  

-Botanik Turizmi

Botanik (Bitki Bilimi)

Honaz Dağı Milli Parkı, Kartal Gölü-Karaçam Ormanı Tabiatı Koruma Alanı Botanik Turizmi’ne uygun yerlerdir. Honaz Dağı Milli Parkı önemli kaynak değerlerinden birisi bitki topluluğu’ (flora) dur. Bölge 150 yıldan beri  dünya botanikçilerinin ilgisini çekmektedir. Florasının özelliğinden dolayı 1995 yılında Doğal Sit Alanı olarak ta ilan edilmiştir. Milli Park sınırları içinde tespiti yapılan 964 tür bitkiden 122’si Türkiye için endemiktir. Yani dünyanın hiçbir yerinde yetişmeyip sadece Türkiye’de yetişmektedir. Bunlardan Ballıbaba, Sığır  Kuyruğu ve Safran Honaz Dağı için endemiktir. Güveyotu ve Çan Çiçeği ise dünyada sadece Honaz Dağı ve Babadağ’da doğal olarak yetişmektedir. Dünyanın hiçbir köşesinde bulunmayan 43 tür bitki sadece Honaz Dağında yetişmektedir. Kartal Gölü ve anıt orman civarı bitki florası yönünden çok zengindir. Yörede karaçam dışında ardıç, kara hindibağ, üçgül, sarı çiçekli gazal boynuzu ve yonca türünden alpin bitkileri içeren flora bilimsel değer taşımaktadır. Bölge de 200'den fazla bitki türü  bulunmaktadır.  Türkiye’nin en yaşlı karaçam mesçeresi olduğu için Karaçam Ormanı (Çiçekli Karaçam’da denir.) biyolojik bakımdan farklı bir genetik yapıya sahip olmaları nedeni ile  bilimsel araştırmalara ışık tutmaktadır. Ortalama 250-700 yaşında ve 30 metre yüksekliğinde olan bu karaçamların en yaşlısı 1266 yıllıktır ve çapı 1.35 metre çap ile 4.25 metre çevreye sahiptir.
   
Anıt Ağaçlar (Beyağaç): Kartal Gölü ve çevresi Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Yaban Hayvanı Koruma Genel Müdürlüğü tarafından koruma alanı  olarak Doğal Sit ilan edilmiştir. Türkiye’nin en yaşlı karaçam ormanı buradadır. Ağaçların yaşları 850 ile 1300 yıl arasında değişmektedir. Kartal Gölü ve “Anıt Orman” civarı, bitki florası bakımından çok zengindir.
    
     
     

-Kamp ve Karavan Turizmi

Beyağaç ve Honaz ’da Kamp-Karavan Turizmi için elverişli yerler mevcuttur. 

Mevcut kamping yerleri :
- Cankurtaran Kamping / Cankurtaran Kasabası 
- Alis Kamping / Pamukkale Kasabası
- Coşkun Kamping / Pamukkale Kasabası
- Dört Mevsim Kamping / Pamukkale Kasabası
- Yalçın Kamping / Pamukkale Kasabası
- Kırmızı Su Kamping / Karahayıt Kasabası

  
    

-Mağara Turizmi

KAKLIK MAĞARASI : 
    Denizli Ankara karayolunda Denizli il merkezine 30 km. mesafede Honaz ilçesi Kaklık Kasabasındadır.mağaralar insanların ilk doğal barınaklarına oluştururlar.Bu nedenle uzun yıllardan beri araştırmacıların dikkatlerini üzerlerine çekmiş ve ayrıntılı araştırmalara konu olmuştur.Ancak bu özelliklerinin yanında mağaralar içlerinde sakladıkları gizli güzelliklerin keşif ve seyrinin insanlara verdiği mutluluk,mağaracılığın son yıllarda bir bilim dalı olarak karşımıza çıkarmaktadır.Bunun yanında bir spor dalı olarakda karşımıza çıkmaktadır.Kaklık Mağarası damlataşı, sarkıtları ve dikitleriyle süslü olup,Pamukkalede bulunan travertenlere benzer ,traverten basamaklarıyla eşine rastlanmaz güzellikte olup, Küçük Pamukkale veya Mağara Pamukkale olarak adlandırılmaktadır. Mağara içerisinde bol miktarda termal su bulunmaktadır.Berrak,renksiz ve kükürt kokulu olan bu su varlığı bazı cilt hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.
    Ayrıca mağaranın yakınında ziyaretçilerin istifadesine sunulmak üzere yapılan yüzme havuzu, küçük amfi tiyatro, seyir alanları, kafeterya ve kameriyeler mayıs 2002 tarihinden itibaren turizmin hizmetine sunulmuştur.
    Düden-kaynak, çöküntü obruğu konumlu aktif bir magara olan "Kaklık Mağarası"nın çevresi; Mesozoik kireçtaşları, Eeosen marn, kil, kumtaşı ve konglomeraları, miyosen-pliyosen yaşlı kil, kum, Marn ve kalkerler ile kuveternere ait traverten ve alüvyonlardan meydana gelmiştir.

Kaklık Mağarasının içinden ve yakınında yüzeyden çıkan termal kaynakların hidrojeokimyasal özellikleri :
    Görünüş Berrak PH 6.85
    Renk Renksiz Toplam Sertlik (FS ) 116.9
    Koku Kükürt Kokusu Klorür (mg/lt) 31.6
    Tat - Amonyak Yok
    Tortu Yok Organik Maddeler için
    Nifrit Yok Sarfedilen Oksijen (mg/lt) 0.7
    Aktif Klor (mg/lt) Yok Kalsiyum (mg/lt) 286.17 Magnezyum (mg/lt) 110.62

    Kaklık Mağarasının doğrudan gün alan ve sürekli damlayan veya akan duvarlarında, sık bir yosun ve küçük yapraklı sarmaşık türü bitkiler gelişmiştir. Aydınlanmaya bağlı olarak gün içinde yeşilin değişik tonlarını alan bu bitkiler, mağaraya ayrı bir güzellik katmıştır.
    ALACAİN MAĞARASI:
    
Acıpayam ilçesi Alacain Örenyeri, İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından I. derece Arkeolojik Sit Alanı olarak kabul edilmiştir.
 
    KELOĞLAN (DODURGALAR) MAĞARASI:
    
Gelişmiş batı ülkeleri ve A.B.D de 18. yüzyılın ortalarından berideğerlendirilen mağaralar yurdumuzda da 1970 lerden sonra başta turizm olmak üzere çeşitli ekonomik amaçlarla kullanılmaya başlanmıştır.
    Dodurgalar Keloğlan İni Mağarası Denizliye 60 km mesafedeki Acıpayam İlçesinin 18 km doğusundaki Dodurgalar Kasabasının 3 km batısındaki Mallı Dağın Doğu yamacında yer alır. Batı Anadolu ve Ege Bölgelerini Akdenize bağlayan Denizli-Antalya Karayolu bu mağaranın hemen yakınından geçmektedir. Toplam uzunluğu 145 m olup, yatay olarak gelişmiş geçit konumlu fosil bir mağaradır. Mağaranın içindeki bol miktardaki sarkıt, dikit, sütün, makarna sarkıtı ve örtü damlataşları bu mağarayı adeta damlataş ormanına döndürmüştür. Bu nedenle Turizm amaçlı kullanıma çok uygun bir yerdir. 2003 yılında turizme kazandırılmış olup sosyal imkanlar mevcuttur. 
         
    ÇAKIRLAR KÖYÜ MAĞARASI:    19.10.2006 tarihinde Aydın KTVK Bölge Kurulu tarafından 1. Derece Doğal Sit Alanı olarak tescil edilmiştir. Çal İlçesi, Çakırlar Köyü, bodrum Mevkii’nde bulunur. DoğaMağara traverten ocağında rastlanmıştır. Traverten alımları sırasında mağaranın içinde ve dış bölgesinde derin çatlaklar meydana gelmiştir. Bu çatlaklar hem dışında, hem içinden izlenebilmektedir.Mağara birbirine bağlı iki galeriden oluşmaktadır. Yaprak şeklinde, damla şeklinde, sarkıt dikitler meydana gelmiştir.
    Traverten alımı sırasında toprak ve traverten parçaları düştüğünden taban kısmında su olup olmadığı belli değildir.  Fakat sarkıt ve dikitlerde su damlaları vardır. Mağaranın girişi traverten kitlesi ile kapanmıştır. Giriş ancak sürünerek olabilmektedir.
      
    ASLANİNİ MAĞARASU:
    
Acıpayam ilçesi Dodurgalar kasabasının Karadağ mevkiindedir.

    TERESUYU MAĞARASI:
    
Çivril İlçesi Akdağın 1600-1700 metre seviyelerindedir. Takriben uzunluğu 15x10 metre boyunda, damla damla su akmaktadır. Sarkıt ve dikitler mevcuttur.

    AKKALE MAĞARASI:
    
Çivril ilçesi Homa kasabası Akkale mevkiindedir. Mağara 40 metre uzunluğundadır. Su damlacıkları oluşmaktadır.

    MERDİVENLİ SUYU MAĞARASI:
    
Çal ilçesi Belevi köyü Büyük Malda mevkiindedir.

    İNCİRPINAR MAĞARASI:
    
Babadağ ilçesi İncirpınar köyü Köprü mevkiindedir.

    KÖY ÇUKURU MAĞARASI:
    
Tavas ilçesi Kozlar köyü civarındadır.

    ÖĞLE KAYASI MAĞARASI:
    
Tavas ilçesi Pınarlar kasabası civarındadır. Mağaranın iç genişliği 15 metre kadardır. Derinliği bilinmemektedir.

    KARABEY İNİ MAĞARASI:
    
Güney ilçesi sınırları içinde Büyük Menderes nehri kenarındadır.

    ÇAKIROLUK MAĞARASI:
    
Tavas ilçesi Kızılcabölük Kasabası civarındadır.

    ESKİ KALE MAĞARALARI:
    
Kale ilçesi Eski Kale mevkiindedir. Eskiden yerleşim birimi olarak kullanılmış çok sayıda mağara bulunmaktadır. Bu mağaraların antik dönemlerde yapıldığı ve yerleşim birimi olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir. Bu mağaraların içinde yerleşim yeri olan Eski Kalenin tüm altını dolaşan mağaraların bulunduğu söylenmektedir.

    KAPUZ MAĞARASI:
    
Çameli ilçesi, Gürsu köyü, Karagöz yaylası-Karkın dağındadır. İkiye ayrılmış dik uçurum arasından geçilen mağara görülmeye değer yerlerdendir.

-Gezi ve Mesirelik Alanlar

Mesire ve Orman İçi Dinlenme Yerleri
    
İlde geniş alanlar kaplayan mesire yerlerinin çoğu ormanlık kesimlerde göl kıyılarında yoğunlaşmıştır. Bunlardan başlıcaları şunlardır:
    
İncilipınar Vali Recep Yazıcıoğlu Kültür Parkı (Merkez):
   Merkez ilçede kent merkezinde bulunan İncilipınar büyük çınar ağaçlarıyla birlikte, soğuk su kaynaklarının, havuzların, çocuk parklarının , piknik alanlarının ve spor aletlerinin bulunduğubir mesire yeridir.

   
   
   

Çamlık (Merkez):    Denizli il merkezine 3 km. mesafede, günübirlik gezilmeye uygun bir biçimde düzenlenmiş olan Çamlık Orman İçi Dinlenme Yeri’nin, denizden yüksekliği 400 m. olup, 30 hektarlık bir kızılçam ormanı içindedir. Alanın 60 ha.ya çıkarılması çalışmaları sürmektedir. 1977 yılında düzenlenen alanda 150 kişilik kır gazinosu, büfe, 300 araç kapasiteli otopark, 3 çocuk oyun alanı, 16 çeşme, 4 wc, yağmur barınağı, ankesörlü telefon ve 3 km. uzunluğunda koşu parkuru bulunmaktadır. Gezilmeye en uygun zaman Mayıs-Eylül dönemidir. Yıllık kapasitesi 200 bin kişi, günlük kapasitesi 2 bin kişidir. Dinlenme yerinin batı kesiminde yaklaşık 2 ha’lık bir alanda Arboretum çalışmaları başlatılmıştır. Sahanın bitki örtüsü kızılçam, yalancı akasya piramidal ve dallı servi, akçaağaç gibi türlerdir.
     Pamukkale Üniversitesi Kampüsü’ ne bitişik olan Çamlık Orman İçi Dinlenme Yeri’ ne en önemli özelliklerinden birisi de gece pikniği olanağıdır. Alanın emniyet altında ve çok iyi aydınlatılmış olması nedeni ile geceleri de piknik yapılmaktadır. Girişin ücretli olduğu piknik yerinin Çamlık ve Kınıklı olmak üzere iki giriş kapısı vardır. Ulaşım için minibüs ve belediye otobüslerinden yararlanılmaktadır.Ayrıca halk çamlık- eski Tavas yolunu yürüyüş parkuru olarak kullanmaktadır.
Park içinde Milli Park Yönetim Binası, 50 kişilik orman yangın söndürme grubu ve orman ana tamirhane müdürlüğü bulunmaktadır.
   
   

Denizli Bağbaşı Kent Ormanı:
    
Denizli Kent Ormanı 1984 yılında 129 hektar alanda kızılçam, fıstık çamı, sedir, mavi ve kara servi ile ağaçlandırılmış saha ile doğal ormandan oluşmaktadır. Toplam alan 625 hektardır. Kent ormanının rakımı 500 m den başlayarak 1400 m ye kadar çıkmaktadır.
    Bu alanda çok yoğun yol ağı vardır. 2 km uzunluğunda 2 adet yürüyüş patikası yapılmıştır.
    Kent ormanı içinde tarihi manastır çeşmesi vardır. Çınarları Denizli halkı tarafından bilinen göz taşı mevkii bu alan içinde bulunmaktadır.
    Doğal orman ile suni orman iç içe olup yerleşim yeri ile arasında sadece yangın emniyet yolu bulunmaktadır. Şehir merkezine mesafesi 2 km’ dir.
    Yaban hayatı olarak keklik, tavşan, tilki, çakal, üveyik, ötücü kuşlar, tahtalı güvercin, gökçe güvercin, ağaçkakan, saksağan, kumru, karga ve kuzgun vardır. Geyik üretme sahasında doğaya bırakılan geyikler de zaman zaman bu alanda gezinmektedir.
    Asli ağaç türlerinden çınar ve doğal ceviz ağaçları da mevcuttur. Sandal, ahlat, akçakesme, yabani zeytin, sistus, ladin ve kekik türlerinin yanında kuzey batı olmasından dolayı çok çeşitli bitki örtüsü mevcuttur.
  
  
   

Karataş Mesireliği ( Merkez):
   İlimiz Cankurtaran-Serinhisar karayoluna 3.Km Mesafede doğal güzelliği olan orman içi dinlenme yeridir. çam ağaçları içinde bol suyu olan alt yapısı mevcut sıcak yaz aylarında serin havasıyla ünlüdür. özellikle hafta sonlarında piknik amacıyla ziyaret edilen mesirelikte halkın her türlü ihtiyacını karşılayabileceği bir büfe mevcut olup piknik yapanların taze et ihtiyacını gidermek için günlük et kesimi yapılmaktadır.

Cankurtaran (Merkez):
   Vali çeşmesi adı ile anılan Cankurtaran Orman İçi Dinlenme Yeri, Denizli-Acıpayam yolu üzerinde, Denizli’ye 20 km. mesafededir.Honaz dağı milli park sınırları içindedir. Denizden 1400 m. yükseklikte, 100 ha.lık bir alanı kaplayan ve soğuk suları ile ünlü bu alanın yıllık kapasitesi 400.000 kişidir. Burada kır kahvesi, bungalov, seyir tesisi, futbol sahası, 100 adet masa-bank, 4 çeşme ve 3 tuvalet bulunmaktadır. Ulaşım asfalt bir yolla sağlanmaktadır. Ziyaret kapasitesi günlük 500 kişidir.


  
   


Çal Kural Mesireliği:
   
  


    Hisar Değirmenleri (Merkez):
   Merkez ilçeye 8 km. mesafedeki mesire yerinde, kır kahveleri ve kuyu kebabı yapan lokantalar vardır. Eskihisar köyündedir.

    Kadılar (Merkez):
   Merkez ilçeye bağlı olan Kadılar Köyü, doğal güzellikleri ve bol su kaynakları ile önemli bir dinlenme yeri olup, bir de gazinosu vardır.

    Değirmenönü (Merkez):
   Merkez ilçeye bağlı Yeşilköy’de yer alan Değirmenönü, merkeze 5 km. uzaklıktadır. Soğuk suları, çam ağaçları ve tandır kebabı ile ünlüdür.


    Karcı Deresi (Merkez):
    
Başkarcı Beldesi sınırları içinde 1978 yılında tesis edilmiş olan 10 ha genişliğindeki orman içi dinlenme yeri Karcı Dağı’ndan kaynaklanan İsrail Deresi boyunca uzanmaktadır. Kar suları ile beslenen akarsu yazın kurumamaktadır ve suyu içilebilir niteliktedir. Dinlenme yerinde hakim ağaç türü kızılçam, karaçam ve dere içlerinde çınardır. Girişin ücretsiz olduğu piknik yerinin yolu, Barutçular Köyü içinde oldukça bozuk ve dardır.
    
        Evkara Çamlığı (Acıpayam):
    
İlçe merkezine 1.5 km. mesafede bulunan ve 5 ha’lık alanı kaplayan evkara çamlığı orman içi dinlenme yerinde 80 kişilik kır lokantası, büfe, masa-bank, ocak, çocuk oyun alanı, otopark, wc, çeşme, gazino, küçük bir yüzme havuzu gibi tesisler mevcut ve yolu asfalttır. Üç katlı olan kır gazinosunun son katındaki üç oda misafirhane olarak kullanılmaktadır. Piknik yerine giriş ücretsizdir.
    
    Alacahöyük (Acıpayam):
    İlçe merkezine 5 km. uzaklıkta olup, batı kesimindedir. Çam ormanları, meyve ağaçları, soğuk suları, temiz havası, yeşil manzarası ile önemli bir dinlenme yeridir ve yolu stabilizedir.
    Alacain (Acıpayam):
    
Acıpayam’ın batısında, ilçe merkezine 5 km. uzaklıktaki Alacain, soğuk suları, çam ağaçları ve temiz havasıyla ünlüdür.
    Kestane Deresi (Buldan):
    İlçeye 1.5 km. uzaklıktadır. Yolu asfalt olan mesire yerinde belediyece yaptırılmış bir lokanta ve bir de çayevi bulunmaktadır. Sayısı 200’ e yaklaşan soğuk su çeşmeleri ve kaynakları ile birlikte çam ağaçlarıyla da ünlüdür.

    Turfanyüzü (Buldan):
    
Kestane Deresi yönünde, çam ağaçlarıyla kaplı, kamp kurmaya elverişli bir mesire yeridir.

     Çambaşı (Bozkurt):
    
Çardak ilçesine 25 km. uzaklıktaki Çambaşı Köyü, ilçeye stabilize bir yolla bağlıdır. Çam ormanları ile çevrili Karagöl’ ün de bulunduğu yöre kamp yapmaya elverişlidir.


    Beylerli (Çardak):
    Beylerli kasabasının doğu yönünden ilçeye uzaklığı 19 km. olup göl çevresi avlanmaya ve kamp yapmaya elverişli, yolun 5 km. si stabilizedir.
   
    Gürpınar (Çivril):
    Çivril ilçesinin kuzeyinde, Çivril-Uşak asfaltı üzerinde ve ilçeye 15 km. uzaklıktaki Gürpınar Köyü’nde, doğal havuz durumunda olan bir pınar vardır. Suyu oldukça soğuk olan bu pınarın başında bir gazino bulunmaktadır.

    Iğdır Çamlığı (Çivril):
    Denizli-Uşak asfaltı üzerinde, Iğdır Köyü’ne 5 km. uzaklıktaki çam koruluğudur.
   
    Pınarbaşı (Honaz):
    Merkez ilçeye 20 km. uzaklıktadır. Göz adı ile de anılmaktadır. Bol soğuk suları ve havuzu ile ünlü mesire yerinde, Honaz’ın geleneksel kiraz bayramı yapılmaktadır.
    
    Değirmende Alabalık (Çal):
    
Menderes vadisi ilginç güzellikler sunmaktadır.Büyük Menderes’in Değirmen Deresi mevkiinde“Hacı İsa Un Değirmeni”olarak bilinen ve 10 yıl öncesine kadar su değirmeni olarak çalıştırılan yerde değirmen kaldırılarak çok iyi bir düzenleme ile piknik mesire yeri haline getirilmiş ve bir işletme açılmıştır. Alabalık ve tandırın tadına varmak isteyenler için ideal bir yerdir.

    Çamlık Mesireliği (Çal):
    
İlçeye girişte sol tarafta yer alan bu mesire yeri çam ağaçları ile kaplı olup, yaz aylarında ilçe halkının piknik yeri olarak kullandığı bir yerdir.

    Diğer Mesire Yerleri :

    Bunlar dışında, Acıpayam ilçesinde, ilçeye 40 km. uzaklıkta Kabaçam ; Babadağ ilçesinde, ilçeye 5 km. uzaklıkta Taşdelen Yaylası; Bekilli ilçesinde, ilçeye 4 km. uzaklıkta Karapınar mesireliği; Beyağaç ilçesinde, ilçeye 15 km. uzaklıkta Topuklu yaylası ve 23 km. uzaklıkta Kartal Gölü; Buldan ilçesinde ilçeye 1 km. uzaklıkta Çayır deresi, 2,5 km. uzaklıkta Büyük Vakıf, Küçük Vakıf ve Kepsel, 3 km. uzaklıkta Baştatlı Yaylası, Çivril ilçesinde ilçeye 35 km. uzaklıkta Sığırkuyruğu; Kale ilçesinde, Tavas ilçesinde, ilçeye 3km. uzaklıkta Bağlık mesire yerleri bulunmaktadır.

 

    Çakıroluk  (Tavas - Kızılcabölük):
    
İlçeye olan uzaklığı 17 km dir ve kuzey batısında bulunmaktadır. Çakıroluk Yaylası'na Denizli'den ulaşım eski Denizli yolu tabir edilen Çamlık Mesireliği'inin içinden geçerek stablize yoldan ulaşılabilir. Tavas'tan ise; Kızılcabölük Kasabası'ndan geçerek yine stablize yoldan ulaşılır. Yol boyunca kıvrımlı virajlı yollardan ilerlerken birinci,ikinci ve üçünçü çeşmelerden sırası ile güzel ve temiz hava alınarak ilerlenir. 2 km gidildiğinde ilk çeşmeye ulaşılır. Buradan 2 km daha gidince ikinci çeşmeye ulaşılır. Buraya gelinceye kadar insanlarımızın el emekleriyle diktiği km taşlarını ve dizerek döşedikleri taşlı yollardan geçerek aslı bozulmamış ormanlarımız içinden geçersiniz.
    Yol boyunca yeşil orman, esrarlı bir sessizlik, bilinmeyene yolculuk etkiler. Bu yerleri başkalarından önce keşfetme zevkine ulaşmış hissine kapılırsınız. Üçüncü çeşme yolun alt kısmına yapılmış, derin bir vadide yemyeşil bir alandadır. Yolumuzun devamında etrafımızı çevreleyen ceviz ve kestane ağaçları, zümrüt renkleriyle göze ve ruha huzur verir. Bu vadide arayış ve heyecanlar içinde 10 km yol aldıktan sonra yemyeşil bir başka alana ulaşılır. Bölgenin bazı yerlerinde kaynak sular çıkmaktadır. Burada yol dörde ayrılır. Yolun sağı ÇAKIROLUK YAYLASINA,solu orman içlerine gider. Devamında ise eski TAVAS yoluna ulaşılır. Yeşillikler içindeki yolda 10 km daha gidince Çakıroluk yaylasına ulaşılır.
    Yemyeşil bir vadi olan bu yaylanın yamacında bilek kalınlığında akan iki bölmeli havuzu doldurup taşıran su Çakıroluk suyudur. Yazın çok soğuk olan bu suya karpuz ve domatesleri bir süre bıraktığınızda çatladığını rahatlıkla görebilirsiniz. Ağustos sıcağında bile elinizi suyun içinde 30 saniye üşümeden tutamassınız. Suyun özeliklerinden biri de kışın ılık oluşudur. Hele su başında yenilen yemeğin tadına doyum olmaz. Suyu içtiğinizde karnınızda şişlik hissetmessiniz ve yediklerinizi eritir. Yemeği fazlaca yiyip, tam anlamıyla doyduğunuzda bile üzerine bir bardak Çakıroluk suyu içtiğinizde yine acıktığınızı hissedersiniz. Havasıda serindir. Yazın sıcaklığını unutturup ilkbahar havasını hatırlatır.
    Yaylada Çakıroluk çeşmesinin hemen üstünde PTT link binası ve orman gözetleme kulesi vardır. Çakıroluk tepesine çıktığınızda manzarayı kuşbakışı seyreder ve Denizli'yi ayaklarınız altındaymış gibi görebilirsiniz.

-Anıt Ağaçlar

Beyağaç Anıt Karaçam Ormanları
  
   Milli Park/Tabiat Parkı/Tabiatı Koruma Alanı/Yaban Hayatı Koruma Sahası 1700 ve 2000 rakımlar arasında, Çiçekbaba zirvesinin kuzey yamaçlarında doğu-batı yönünde yayılış gösteren ortalama yaşları 750 birey olarak (yaş tespiti yapılanlar için) 1300 ve üzeri olan yaşlı Karaçam ağaçlarının "ORMAN" oluşturduğu bir bölgedir..Bu bölgenin 79 hektarlık kısmı "Kartalgölü Tabiatı Koruma alanı" olarak korunmaya alınmıştır.1995 yılında ise bu alanı da kapsayan "Çiçekbaba" zirvesi ve çevresinin 1309 hektarlık kısmı Kültür Bakanlığı İzmir 2 No`lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1.DERECE DOĞAL ve ARKEOLOJİK SİT ALANI ilan edilmiştir.Bu bölgenin ilçeye uzaklığı 27 km.dir.Beyağaç sahip olduğu doğal güzellikleri ile gelecekte önemli bir turizm merkezi olma yolunda umut vaat etmektedir.
    Sandıraz Dağının zirvesinde bulunan ve bir krater gölü olan Kartal gölü, kendisine özgü güzelliği ve çevresindeki anıt ağaçlarla birlikte önemli sayılabilecek bir ziyaretçi akınına uğramaktadır.
    Her yıl Ağustos ayının son Perşembe günü Kartal gölünde, Eren şenliği düzenlenmekte ve bütün ilçe halkı Kartal gölüne gelerek, geleneksel niteliği olan bu şenliğe katılmaktadır.
Elmalı Köyü Anıt Çınar Ağacı

Akdağ Kestane Ağacı
 
Sarayköy Tekkeköy Anıt Ağacı


-Göller ve Nehirler

GÖLLER :
BULDAN SÜLEYMANLI YAYLA GÖLÜ
   Yüzölçümü 466,5 dekar, denizden yüksekliği 1.150 m’dir. Buldan ilçesi sınırları içerisindeki Süleymanlı Köyünün doğusundaki Süleymanlı Yaylasında ve Sazak düzlüğündedir. Gölün suları tatlıdır. Nilüferlerin gelişmesi ve alanın % 15 inde ağaçlık alan oluşmaya başlaması gölün derinliğinin az olduğunun göstergesi sayılmaktadır. Göl çevresinde özellikle küçükbaş olmak üzere hayvancılık yapılır.
   Göç eden kuşların kısa süreli konaklama yeri olan gölde sazan ve yayın balığı bulunur. Göl çevresinde yabani tavşan, domuz, oklu kirpi, porsuk, yeşilbaş ördek, ak pelikan, sakar meke gibi yabani hayvanlar sıklıkla görülür.
   Gölün çevresinde kuru ve ıslak nemli zeminlerde 95 bitki grubu bulunmakta bunlardan 2 çeşidi endemik, 62 çeşidi göl çevresinde ve 33 adedi de göl içerisinde askıda veya göl zeminine tutunmuş olarak yaşamaktadır.1.Derece Doğal Sit Alanı içerisinde yer alan göl ve çevresi turistik bir kamp yeri olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda kara avcılığı yapılabilmektedir.
   
   
   
   
ÇİVRİL IŞIKLI GÖLÜ SU KUŞLARI KORUMA ALANI 
    Işıklı gölü Dinar’ın kuzeybatısında Çivril Ovası’nda yer alır. Uluslar arası Ramsar Sözleşmesi ile A Sınıfı Sulak Alan statüsüne alınmıştır. Taşıdığı potansiyel nedeni ile Denizli Milli Park Mühendisliği’nce “Su Kuşları Koruma Alanı “ olarak tescili önerilmiştir. Yaklaşık 800 m. rakımda, alanı ise 3500 ha. civarındadır. Göl, Büyük Menderes Nehri, Karanlık Dere ve Kuti Çayı ile beslenmektedir. Doğudan gelen su kaynaklarıyla beslenen gölün doğu, batı ve güney kıyılarında setler yapılmıştır. Bu nedenle gölde su seviyesi yükselmiş ve sazlıklar azalmıştır.
    Göl, su kuşları için de önemli bir yaşam ortamı oluşturmaktadır. Bölgede kuluçkaya yatan türlerden; Küçük Baladan, Alaca Balıkçıl, Küçük Ak Balıkçıl, Büyük Ak Balıkçıl, Erguvan Balıkçıl, Çeltikçi, Boz Kaz, Angıt, Pasbaş Dalağan, Deniz Kartalı, Saz Delicesi, Kızıl Şahin, Uzunbacak, Gülen Sumru, Bıyıklı Sumru, Akkanatlı Sumru, Kır İncirkuşu önemli örneklerdir. Kışın gölde gözlenen su kuşlarından; Küçük Karabatak (maks. 390), Büyük Ak Balıçıl (maks. 140), Sakarca Kazı (maks.3100 ), Boz Kaz (maks. 920), Çamurcun (maks. 5025), Kılördek (maks. 7800), Kepçel (maks.750), Batak Çulluğu (maks. 1080) örnek verilebilir.
    Ayrıca Deniz Kartalı, Sakallı Akbaba, Gökçe Delice, Büyük Orman Kartalı (maks.16), Şah Kartal, Bıyıklı Doğan, Ulu Doğan bölgede kışlayan yırtıcılardır. Ayrıca Akdağ’dan su içmeye gelen yaban domuzu ve geyik de görülmektedir.
BEYAĞAÇ KARTAL GÖLÜ TABİATI KORUMA ALANI 
      Denizli ili, Beyağaç ilçesinin güneyindeki Çiçekbaba dağının zirvesinin kuzeye bakan yamacında yer alır. Denizden yüksekliği 1903 m.dir. Kartal gölü ve çevresi Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Yaban Hayvanı Koruma Genel Müdürlüğü tarafından koruma alanı olarak ilan edilmiştir. Türkiye’nin en yaşlı Karaçam ormanı buradadır. Kartal Gölü ve “Anıt Orman” civarı, bitki florası bakımından çok zengindir. Doğa bilimcileri için ilgi odağıdır.
      Sandıras Dağı zirvelerinden biri olan Ulugöl Tepe (2261 m.) mevkiinden itibaren kuzey doğuya doğru 1.5 km. boyunda, 500-700 m.eninde ve 2200 m.'den başlayarak inen bir buzul vadisi uzanmaktadır."Kartal Gölü Buzul Vadisi" adıyla anılan bu vadi belirgin buzul aşındırma ve biriktirme şekillerini bünyesinde bulundurmaktadır. Buzul Vadisi boyunca profilin yukarı kısmında 3 tarafı dik yamaçlarla çevrili yarımay şeklindeki çanakla başlamakta ve eğim boyunca basamaklı bir iniş göstermektedir.
      Sahada karaçamın saf meşcereler oluşturması, aralarında anıt ağaç niteliği gösteren yaşlı ve boylu fertlerin bulunmasıyla (yaş ortalaması 250-700 civarında) nadir orman ekosistemi özelliği göstermektedir. Kartal Gölü çevresinde alpin bitki örtüsü hakim olup, karahindibağ, sarı çiçekli gazal boynuzu, üç gül, yonca gibi çayır ve mera bitkileri açısından da zengindir. Gölde küçük balıklar yaşamaktadır.
      Buzul vadisinde oluşmuş bir moren seddi gölü olan Kartal Gölü ile çevresinde karaçamın saf meşcere oluşturulması ve aralarında anıt ağaç özelliği gösteren bireylerin bulunması nedeniyle bu yörenin özelliklerini korunarak bilim ve eğitim çalışmalarının hizmetine sunmak, doğal özelliği bozulmadan korunmasının sağlanmasının yanı sıra, bu alanlarda günümüz insanının ve gelecek nesillerin faydalanmasının temini amacı ile yörenin 1309 Ha. kısmı Tabiatı Koruma Alanı olarak ayrılmıştır.
    
     
   

Acı Göl (Çardak Gölü): Tektonik oluşumlu bir göldür. Yüzölçümü 41.34 km2 dir. Çardak ilçesi ile Afyon-Dazkırı ilçesi arasındadır. Gölü Söğüt dağlarından inen sular besler. Acı tuz gölü de denilen gölün rakımı 836 metredir. Gölde tuz ile birleşik olarak potasyum, sodyum ve sülfat vardır.
   
 
Beylerli (Çaltı) Gölü: Derinliği azdır. En derin yeri 4 metredir. Acı Gölün 20 km. güneybatısındadır. Denizden yüksekliği 850 metredir. Gölü Değirmendere ve Başpınar suları besler. Gölde balık yetişmemektedir.
Karagöl: Yüzölçümü 0.20 km2, denizden yüksekliği 1250 metredir. Akarsularla beslenen bir krater gölüdür. Çambaşı köyü-Bozkurt ilçesinin üstünde, çamlar arasında yer alan göl suları tatlıdır.

Yukarı Dağdere (Saklıgöl) Gölü : Honaz ilçesi,Yukarı Dağdere köyü sınırlarında çam ağaçları arasında suyu tatlı olup,tatlı su balığı bulunmaktadır.


Adı güzeller Baraj Gölü:
Eşen Göleti (Beyağaç):
    
Beyağaç ilçe merkezinde 8 km. uzaklıkta bulunan baraj göleti ve çevresi 1995 yılında   orman içi dinlenme yeri statüsüne alınmıştır. Toplam alanı 231.50 ha’dır. 850 m. yükseklikte yer alan göletin su yüzeyi 75 ha olup sportif olta balıkçılığı yapılmaktadır. Gölette aynalı sazan üretilmiştir. Su sporları potansiyeli yüksektir. Çevresi kızılçam ormanları ile kaplıdır. Alanda herhangi bir tesis bulunmamaktadır. Giriş ücretsiz, ziyaretçi kapasitesi günlük 500 kişidir.


NEHİRLER

Büyük Menderes:
 Toplam uzunluğu 529 km.dir. Denizli il sınırları içindeki uzunluğu ise 194 km. dir. Debisi 44.32m3/ sn.dir. Dinar yakınlarından çıkar,Çivril’de Işıklı Barajı’ndan büyük katkı alarak Çivril, Çal ve Baklan ovalarını geçer, Çal ilçesinin doğusundan kuzeye dönerek Güney ilçesinin sınırlarından içeri girer. Çallıların “Dere Alanı” dedikleri 20 Km. uzunluğundaki vadide çok dar bir boğaza girer. Büyük Sarıkaya kısığında 6-7 metre yüksekten şüt yapar. Bekillinin elektrik tesisi burada kurulmuştur. Söke ilçesine bağlı, Balat Köyü Dipburnu mevkiinde Ege Denizine dökülür.
 
Banaz Çayı: Uzunluğu 170 km. dir. il içi uzunluğu 13 km.dir. Güney’in elektriği bu su ile sağlanır. Bu çevrede küçük yan sularla bir çok su değirmeni çalıştığından, Güneyliler burlara “Değirmen Deresi” der. 
Çürüksu : Uzunluğu 101 km., il içi uzunluğu 96 km, debisi 9.26m3/sn.dir. Suyu çok kireçli olduğu için bu adı alır. Yaz aylarında suları azalır. Kaklık güneyinde Kelkaya dibinde Karaçay’ı, sonra Honaz çayını alır. Denizli’nin 10 km kadar güneydoğusunda da Gökpınar suyunu alır. 
Akçay (Bozdoğan Çayı): Uzunluğu 157 km., il içi uzunluğu 70 km., debisi 17.37m3 / sn.dir. Kaynağını Bozdağ ve Sardraz dağlarından alır. Kızılcabölük yakınlarından çıkan, Yeni Dere çayını da içine alarak sularını çoğaltır. Eskere ovası ve Bozdoğan ovasını sular.
Dalaman (Gireniz) Çayı: Uzunluğu 201 km., il içi uzunluğu 81 km., debisi 17.37 m3 /sn.dir. Akarsu karstik kaynaklarla beslenir. Acıpayam ovası kenarından sonra, suyun içine sokulduğu Gireniz Boğazına girer. Muğla Köyceğiz sınırını geçerek Akdeniz’e dökülür. 
Küfi Çayı: Uzunluğu 97 km., il içi uzunluğu 32 km., debisi 3.34 m3 /sn.dir. Büyük Menderes’e dökülür. Hamam Çayı: Uzunluğu 48 km., il içi uzunluğu 32 km.dir. Çeşme Köyünün 9 km. kuzeydoğusundan başlar, Güney ilçesi, Adıgüzeller köyünün 3 km. kuzeydoğusunda sona erer. 
Hamam Çayı: Uzunluğu 48 km., il içi uzunluğu 32 km.dir. Çeşme Köyünün 9 km. kuzeydoğusundan başlar, Güney ilçesi, Adıgüzeller köyünün 3 km. kuzeydoğusunda sona erer.
Gökpınar Çayı: İl içi uzunluğu 38 km., debisi 2.86 m3 /sn.dir. Tavas’ın 10 km. kuzeydoğusundan başlar, Denizli’nin 9 km. kuzeyinde sona erer. Çürüksu’ya dökülür. 
Yeni Dere: İl içi uzunluğu 70 km., debisi 2.46m3/sn.dir. Kale’nin Karakaya Köyünün 2 km. batısında, Akçay’a dökülür. 
Derbent Çayı: il içi uzunluğu 32 km., debisi 1.00 m3/sn.dir. Buldan’ın 6 km. batısından başlar,16 km. kuzeyinde Alaşehir Çayına dökülür.


KÜLTÜR TURİZMİ:

-Folklor

    Denizli Halk Müzigi ve Geleneksel Oyunlar'inda, yöre konumunun komsu illerin müzik ve oyunlarının izleri görülmektedir. Bir yandan Aydın ve Muğla'nın asır zeybek havalarının etkisinde kalmış, diğer yandan Teke yöresinin canlı, devinimli oyun ve müziğinden etkilenmistir.

    HALK MÜZİĞİ:
    Kerem çeşitlemeleri, garipler, misket ezgileri Denizli yöresinin özgün müzik yapısını oluşturur. Yörenin ritmik özelliği, dokuz zamanlı oluşudur. Denizli yöresinde bağlama düzeninde saz çalmak yaygındır. Tezeneli sazlardan bağlama ailesi (divan, bağlama, tambur, cura) yörede çok kullanılır. Yaylı sazlardan, çeşitli boylarda kabak kemaneler vardır. Üflemeli sazlardan zurna, sipsi, dilli düdükler kemikten yapılmış dilsiz kavallar bölgede yaygın olanlardır. Zil, leğen, kaşık, tef, davul Denizli yöresinin vurmalı sazlarıdır.

    GELENEKSEL HALK OYUNLARI:
    Denizli'de zeybek oyunları ve türleri yaygındır. Zeybek, yörede çok çeşitli sazlı-sözlü havalarıyla zengin folklor kaynağıdır. Oyunlar açık havada davul-zurna, davul-klarnet, kapalı yerlerde meydan sazı, darbuka eşliğinde oynanır. 
    DENİZLİ' OYNANAN ERKEK OYUNLARI :
    Erkeklerin oynadığı oyunlara “Efe Oyunu” denir. Bu oyunlar zeybek türündedir. Tavas Zeybeği, Çal Feraisi, Acıpayam Zeybeği, Harmandalı, Çivril Zeybeği, Kerimoğlu Zeybeği bunlar arasında sayılabilir.

    DENİZLİ' OYNANAN KADIN OYUNLARI : 
    Bunlara “Kız Oyunu” denir. Bazıları; Keten Gömlek, Düz Oyun, Çameli'dir. Kız oyunları genellikle kapalı yerlerde cümbüş, tef, darbuka (dümbelek), leğen eşliğinde oynanır.

-Tarihi İpekyolu

    Turizm alanındaki gelişmeler dünya ekonomisinde özellikle son yıllarda giderek artan bir önem kazanmaktadır. Dünyada en hızlı gelişen sektörlerden biri olan turizmin hacmi, son 40 yılda, yıllık ortalama yüzde 7,4'lük bir ivme ile artış kaydetmiştir.
    Turizmdeki bu gelişme sürerken, Türkiye'de de turizm yatırımlarına verilen önem giderek artmış ve son yıllarda da dünyadaki tanıtım çabalarının da sonucu olarak turizm sektöründe çarpıcı gelişmeler kaydedilmiştir.
    Bakanlığımız , değişen tüketici tercihlerini de göz önüne alarak turizmin çeşitlendirilmesi, ülke sathına yaygınlaştırılması, değerlendirilmemiş turizm potansiyeline işlev kazandırılması amacıyla, ülkemizin tüm yörelerinde mevcut doğal ve kültürel değerlerin araştırılması ve turizme kazandırılması çalışmalarını yürütmektedir.
    Bu çalışmalardan biri olan “ıpek Yolu–Han ve Kervansarayların Turizme Kazandırılması” projesi kapsamında; Kültürel mirasımızın en önemli unsurlarından ve çoğu doğaya, çevresel etkenlere yenik düşmüş olan han ve kervansarayların korunması, bir koruma kullanma dengesi içerisinde yaşatılarak “Tarihi ıpek Yolu”nun canlandırılması planlanmıştır.
    İpek Yolu, bugün de olağanüstü bir tarihsel ve kültürel zenginlik sunmaktadır.
    Bu yol, Orta Asya'yı Avrupa'ya bağlayan bir ticaret yolu olmasının ötesinde, 2000 yıldır bölgede yaşayan kültürlerin, dinlerin, ırkların da izlerini taşımaktadır.
    Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'nin de bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra, ıpek Yolu 'nun hem bir ticaret yolu, hem de tarihsel ve kültürel değer olarak yeniden canlandırılması gündeme gelmiştir. Bu nedenle, ilk etapta ana tur güzergahları ile çakışan ıpek Yolu üzerinde değerlendirilmesi düşünülen, han ve kervansaraylara ilişkin ön etüdler yapılmış ve 11 adet kervansaray belirlenmiştir. Belirlenen bu kervansaraylardan 2 tanesi ilimizde yer almaktadır.

    Akhan Kervansarayı:
    Denizli–Afyon karayolunun 7. Km.sinde bulunan han, aynı adı taşıyan köyün hemen girişinde yer alır. Anadolu Selçuklularının batıdaki son kervansaraylarından olan ve iki kitabesi bulunan Ak Han sultan hanları şemasına uymakla beraber, oldukça küçük bir handır.
http://pamukkale.gov.tr/resimler/akhan/akhan_kervansarayi_1.jpg http://pamukkale.gov.tr/resimler/akhan/akhan_kervansarayi_2.jpg http://pamukkale.gov.tr/resimler/akhan/akhan_kervansarayi_3.jpg http://pamukkale.gov.tr/resimler/akhan/akhan_kervansarayi_4.jpg http://pamukkale.gov.tr/resimler/akhan/akhan_kervansarayi_5.jpg
http://pamukkale.gov.tr/resimler/akhan/akhan_kervansarayi_6.jpg http://pamukkale.gov.tr/resimler/akhan/akhan_kervansarayi_7.jpg http://pamukkale.gov.tr/resimler/akhan/akhan_kervansarayi_8.jpg http://pamukkale.gov.tr/resimler/akhan/akhan_kervansarayi_9.jpg
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/akhan_kervansarayi_342.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/akhan_kervansarayi_365.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/akhan_kervansarayi_385.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/akhan_kervansarayi_462.jpg
    Han'ın iki kitabesi bulunmaktadır. Kapalı olan kısmı 1253 (H.651) yılında, avlu 1254 (H.652) de tamamlanmıştır. Yaptıran Vali Seyfettin Karasungur bin Abdullah'tır. Kitabede II. ızzettin Keykavus'un adı geçmektedir. Simetrik bir plan göstermeyen kervansaray açık ve kapalı bölümlerden oluşmaktadır. Toplam 1100m2'lik bir alan üzerine oturmakta olup, kare bir avlu ve derinlemesine dikdörtgen bir holden oluşmaktadır. Kapalı mekan derinlemesine iki sıra paye ile üç sahına ayrılmıştır. Ortada bulunan sahın yan sahınlardan daha geniş ve yüksek tutulmuştur. Üst kısım tonoz ile örtülmüştür. Sivri kemerli niş biçiminde portali, basık kemerli giriş kapısı ile yarım metre dışa taşmıştır. Üzerinde bulunan kitabesi ile oldukça sade bir görünüşe sahiptir. Kapalı mekanın simetrik düzenlemesine karşın avluda asimetrik bir plan karşımıza çıkmaktadır. Avlu girişinin sağ tarafındaki bölümde, iki katlı mekanlar, bir eyvan ve iki kapalı birim yer almasına rağmen, diğer tarafta revaklar ve kapalı mekana bitişik tonozlu iki mekan yer almaktadır.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/akhan_kervansarayi_564.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/akhan_kervansarayi_566.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/akhan_kervansarayi_953.jpg
    Han'ın avlu portali geometrik ve plastik süslemeleri ile oldukça görkemlidir. Portalde görülen en önemli özellik ise, Konya-Karatay Han ile rekabet edecek derecede figürlü süslemelere sahip olmasıdır. Geyik, sfenks, kuş, kartal, aslan, ejder vb. hayvan figürleri, gamalı hac motiflerinin aralarına yerleştirilmiş, oldukça grift bir süsleme oluşturulmuştur. Mimari bakımdan önemli bir şaheser olan Ak Han'ın bazı bölümlerinde ince işçilik istemeyen kesme taş kullanılırken, avlunun güney ve batı cephesi orijinal düzgün mermer kaplamadır. Yapının içinde ve dışta devşirme taş malzeme yoğun olarak göze çarpmaktadır. 
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/akhan_kervansarayi_44.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/akhan_kervansarayi_098.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/akhan_kervansarayi_139.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/akhan_kervansarayi_337.jpg
    Çardakhan Kervansarayı
    Denizli–Afyon karayolunun solunda ve Çardak ilçe merkezinin içinde bulunan bu han, portali üzerindeki yedi satır kitabesine göre, Alaeddin Keykubat zamanında, onun azadlı kölesi ve emirlerinden Esededdin Ayaz bin Abdullah el şahabi tarafından yaptırılmıştır. 1230 (H.627) yılı Ramazan ayında bitirilmiş ve kitabesine göre “Ribat” olarak yapılmıştır. Doğu-batı doğrultusunda inşa edilen han, oldukça geniş kare avlusu ve altı bölümlü, beş sahından oluşan holü ile sultan hanlarının sadeleşmiş bir benzerini oluşturmaktadır.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/cardakhan_kervansarayi_42.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/cardakhan_kervansarayi_61.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/cardakhan_kervansarayi_62.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/cardakhan_kervansarayi_63.jpg
    Kapalı mekan doğu-batı ekseninde dikdörtgen planlıdır. Derinlemesine dört sıra halinde ve her bir sırada beşer paye kullanılması ile beş sahın oluşturulmuştur. Han Dinar ilçesine bağlı olduğu dönemlerde “Hanabat” ismiyle anılmakta ve Kurtuluş Savaşı sırasında da zahire ambarı olarak kullanıldığını kaynaklardan öğreniyoruz.

http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/cardakhan_kervansarayi_64.jpghttp://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/cardakhan_kervansarayi_45.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/cardakhan_kervansarayi_65.jpghttp://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/cardakhan_kervansarayi_73.jpg
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/cardakhan_kervansarayi_56.jpghttp://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/cardakhan_kervansarayi_77.jpghttp://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/cardakhan_kervansarayi_97.jpghttp://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/cardakhan_kervansarayi_58.jpghttp://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/hanlar/thumbnails/cardakhan_kervansarayi_98.jpg

-Tarihi Yapılar ve Yerel Yapılar

İlimizde, Selçuklu ve Beylikler dönemine ait birkaç yapı ayakta kalabilmiştir. Bunlardan; 13.yy. Selçuklu döneminde inşa edilen, Çardak Han ve Akhan Kervansarayları, mimari özellikleri bakımından diğer Selçuklu Hanlarına benzerler. Gene bu döneme tarihleyebileceğimiz Çal-Mahmutgazi Köyü'nde Mahmutgazi Türbesi ile 15.yy. Osmanlı türbe mimarı karakteri arz eden Baklan bucağı Hüsamettin Dede türbesini sayabiliriz. Zamanın tahribine uğrayan köprülerden tespit edebildiğimiz iki köprü bulunmaktadır.
    Büyük Menderes nehri üzerine inşa edilen ve Osmanlı dönemine ait, Denizli-Çivril yolundaki Çıtak köprüsü, Çal ilçesi yakınındaki köprü kayda değer mimari özellik gösterirler. Camilerden; Çivril-Emirhisar kasabası yakınındaki mimari özelliklerden dolayı13.yy.a tarihleyebileceğimiz Dedeköy camii ile 18.yy. ve 19.yy. Osmanlı mimarisinde moda haline gelen ve yapı özellikleri bakımından 13.yy. Selçuklu ağaç direkli camilerini hatırlatan Avrupa etkili resimlerle süslüdür. Acıpayam'da Yazır, Çivril'de Savran (Serbanşah), Baklan'da da Boğaziçi camileri vardır.
    Hamam olarak; 14.yy. Beylikler döneminde inşa edildiği anlaşılan ve il merkezi Uçancıbaşı mahallesinde bulunan, Uçancıbaşı hamamı, Türk hamam mimarisi plan şemasıdır. Yukarıda sözünü ettiğimiz yapılarda malzeme olarak erken döneme ait olanlarda tuğla-moloz ve kesme taşlarla birlikte yer yer devşirme malzeme de kullanılmıştır, köy yerleşim yerlerinde ise ucuz malzeme olan kerpiç ve taşın bir arada kullanıldığı görülmektedir. İlin özel bir mimari özelliği bulunmamaktadır. Ege Bölgesi yöresinde görülen yapılardaki mimari özellikler görülmektedir. 

-Hükümet Konakları ve Okullar

Güney Eski Hükümet Konağı
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/guney_hukumet_konagi_1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/guney_hukumet_konagi_2.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/guney_hukumet_konagi_4.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/guney_hukumet_konagi_5.jpg
Buldan Eski Hükümet Konağı
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/buldan_hukumut_konagi_01.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/buldan_hukumut_konagi_02.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/buldan_hukumut_konagi_03.jpg 
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/buldan_hukumut_konagi_07.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/buldan_hukumut_konagi_09.jpghttp://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/buldan_hukumut_konagi_06.jpg
Çivril Eski Hükümet Konağı
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/civril_hukumet_konagi_1.jpghttp://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/civril_hukumet_konagi_2.jpg
Baklan Eski Hükümet Konağı
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/baklan_eski_hukumet_konagi.jpg
Denizli Eski Valilik Binası
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/denizli_eski_valilik_binasi.jpg
Çal Gazi İlkokulu
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/cal_gazi_ilkokulu_1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/cal_gazi_ilkokulu_23.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/cal_gazi_ilkokulu_33.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/cal_gazi_ilkokulu_44.jpg
Denizli lisesi
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/denizli_lisesi_1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/denizli_lisesi_2.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/denizli_lisesi_3.jpg
Honaz Karaçay Köyü İlkokulu ve Lojmanı
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/honaz_karacay_ilkokulu_1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/honaz_karacay_ilkokulu_2.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/honaz_karacay_ilkokulu_3.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/honaz_karacay_ilkokulu_4.jpg
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/honaz_karacay_ilkokulu_6.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/honaz_karacay_ilkokulu_7.jpghttp://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/honaz_karacay_ilkokulu_9.jpghttp://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/honaz_karacay_ilkokulu_13.jpg
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/honaz_karacay_ilkokulu_5.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/honaz_karacay_ilkokulu_8.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/honaz_karacay_ilkokulu_lojmani.jpg
Tavas Gazi İlkokulu
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/tavas_gazi_ilkokulu_1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/tavas_gazi_ilkokulu_2.jpg
Denizli Gazi İlkokulu
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/denizli_gazi_ilkokulu.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/denizli_gazi_ilkokulu_1.jpg
Acıpayam Gazi İlkokulu
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/acipayam_gazi_ilkokulu.jpg
Buldan 4 Eylül İlkolkulu
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/buldan_4_eylul_ilkokulu.jpg
Kızılcabölük Cumhriyet İlkokulu
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/kizilcaboluk_cumhuriyet_ilkokulu.jpg
Çivril 30 Ağustos İlkokulu
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/okul_konak/thumbnails/civril_30_agustos_ilkokulu.jpg

-Değirmenler ve Un Fabrikaları

Değirmenönü Un Fabrikası  ve Yanındaki Han
Tescil Tarihi: 04.10.1995
Denizli İli merkezinde, Değirmenönü mahallesinde yer alan un fabrikası; 3 katlı olup, moloz taş örgülü duvarlara sahiptir. Duvarların köşelerinde ve pencerelerde tuğla malzeme kullanılmıştır. Yapıdaki tüm açıklıklar basık kemerlidir. Her kat ayrımı düz bir silme ile belirlenmiştir.
Fabrika binasının yanında 2 katlı han olduğu belirtilen bir bina yer almaktadır. Bu binaya ait giriş kapısı demir olup, oldukça güzel bir işçiliğe sahiptir.

 DeÄŸirmen Önü Un FabrikasıDeÄŸirmen Önü Un FabrikasıDeÄŸirmen Önü Un FabrikasıDeÄŸirmen Önü Un Fabrikası

  Külahçıoğlu Un Fabrikası -  Gündoğdu Mahallesi
Tescil Tarihi: 04.10.1995
Un Fabrikası dikdörtgen planlı olup, dört katlı olarak düzenlenmiş, üzeri kırma çatıyla örtülmüştür. Duvarları da malzeme olarak taş ve tuğla malzeme karışık kullanılmıştır.  Cephede her katın bitimi ve diğer katın başlangıcı tuğla malzeme ile düz bant oluşturulmuştur. En üst katta da tuğla örgü ile payeler oluşturulmuş olup cephe bölümlere ayrılmıştır.

Binanın güney cephesinin ortasında yuvarlak kemerli bir girişi mevcuttur. Pencereleri ise dikdörtgen formlu olup, üzeri tuğla malzemeyle basık kemer oluşturulmuştur.  Binanın kısa kenarlarında da aynı cephe düzeni oluşturulmuş, Çatının başlangıç noktasında bütün cepheleri dolanan tuğla paye başlıklarının üzerine gelen kısımda, birbirine geçmeli çember motifle süslendiği görülmektedir. Yapının kısa kenarlarında kırma çatının duvarla kapatıldığı bölümlerde süsleme bantlarıyla üçgen alınlıklar oluşturulmuştur.

Un Fabrikası binası; yapı ve süsleme teknikleri açısından Osmanlı Döneminin batılaşma sürecindeki mimari üslubun özelliklerini taşıdığı görülmektedir.

KülahçıoÄŸlu Un Fabrikası KülahçıoÄŸlu Un Fabrikası KülahçıoÄŸlu Un Fabrikası KülahçıoÄŸlu Un Fabrikası KülahçıoÄŸlu Un Fabrikası KülahçıoÄŸlu Un Fabrikası KülahçıoÄŸlu Un Fabrikası

Yönetim binası yapısı; tek katlı olup, üzeri kırma çatıyla örtülü, alaturka kiremitle kaplıdır. Cephelerinde dikine dikdörtgen formlu pencereler yer almaktadır. Pencerelerin üst kısımlarında süsleme bantları oluşturulmuştur. Güney doğu tarafında yer alan girişi iki sütunun taşıdığı bölümle dışa açılmaktadır. Yapının dış cepheleri sıvalı durumdadır. Fabrika binasıyla benzer mimari özellikler taşımaktadır.

2003 yılında Tescilli yönetim binası yıkılmıştır. Ayrıca müştemilatın bir kısmı da yıkılmıştır.
Külahçıoğlu Un Fabrikası 20.10.2004 tarihinde yanmıştır. Meydana gelen yangında tüm taban ahşapları ve ahşap pencereleri tamamen yanmıştır. Çatı aynı yangın sonunda tamamen yanarak çökmüştür. Duvarları içten destekleyen ahşap hatıllar da yanarak işlevlerini yerine getiremez hale gelmiştir. Duvarlar henüz sağlamdır. Ancak en üst katın duvarlarında aşırı sıcak sebebiyle bir gevşeme vardır.  Güney batıdaki kısa cepheye bitişik tek katlı yeni bina da yangından zarar görmüş, çatısı çökmüştür. Külahçıoğlu Un Fabrikası 2006 yılında restore edilmiştir.

Honaz Pınarkent Su Değirmeni:


Honaz Pınarkent Su DeÄŸirmeni Honaz Pınarkent Su DeÄŸirmeni Honaz Pınarkent Su DeÄŸirmeni Honaz Pınarkent Su DeÄŸirmeni Honaz Pınarkent Su DeÄŸirmeni Honaz Pınarkent Su DeÄŸirmeni Honaz Pınarkent Su DeÄŸirmeni Honaz Pınarkent Su DeÄŸirmeni

-Mahalli Giyim Kuşam
    İlin çeşitli yörelerinde giyimde farklılıklar görülür. Kadın giysilerinde görülen bazı özellikler: Acıpayam, Tavas ve Çameli yöresinin günümüzdeki kadın giysileri arasında fazla farklılık yoktur. Kadınlar genel olarak geniş ve paçaları golf tipi, lastikli şalvar giyerler. Üst giysiler dizlere kadar uzayan bazıları parçalı, bazıları yekpare biçimde “fistanlar” dır.Başa genellikle ön tarafına sarı pul paralar dizilmiş fesler giyilir. Fes üzerine bir örtü bağlanır. Giysiler renk renk kumaşlardan yapılır. Baş örtüleri deç beyaz veya renkli kreplerdir.Güney, Buldan yöresi kadın giysilerinde topuklara kadar uzayan “fistan” lardan ibarettir. Ayrıca “peştamal” denen bir örtü bele sarılır. Özellikle giyilen peştamallar pamukludan yapılmış, çizgili ve renk renktir.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/kiyafet/thumbnails/yoresel_kiyafetler_5.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/kiyafet/thumbnails/yoresel_kiyafetler_6.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/kiyafet/thumbnails/yoresel_kiyafetler_15.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/kiyafet/thumbnails/yoresel_kiyafetler_11.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/kiyafet/thumbnails/yoresel_kiyafetler_8.jpg
    Düğün derneklerinde kullanılanlar ise ipekten yapılmış, renkli ve düz desenlidir. Yine aynı yöre köylerinde kadınlar kat kat çeşitli kumaşlardan yapılmış topuğa kadar uzayan şalvar da giyerler. Peştamal ve fistan üzerine renkli veya düz üstlükte kullanılır. Bu üstlüklere “Buldan üstlüğü” denir. Çal, Çivril yöresi giysileri Tavas Yöresini uyarsa da bazı farklılıkları vardır. Köylerde genellikle renkli kumaşlardan üç etek adı verilen fistan, şalvar ve pullarla süslü fes giyerler.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/kiyafet/thumbnails/yoresel_kiyafetler_9.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/kiyafet/thumbnails/yoresel_kiyafetler_7.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/kiyafet/thumbnails/yoresel_kiyafetler_4.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/kiyafet/thumbnails/yoresel_kiyafetler_10.jpg
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/kiyafet/thumbnails/yoresel_kiyafetler_14.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/kiyafet/thumbnails/yoresel_kiyafetler_1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/kiyafet/thumbnails/yoresel_kiyafetler_2.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/kiyafet/thumbnails/yoresel_kiyafetler_3.jpg
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/kiyafet/thumbnails/yoresel_kiyafetler_13.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/kiyafet/thumbnails/yoresel_kiyafetler_16.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/kiyafet/thumbnails/yoresel_kiyafetler_12.jpg

-Türbeler

Türbeler kişiler için yaptırılmış anıtsal mezarlardır. Anadolu’da Selçuklu’dan itibaren 20.yy başlarına kadar yapıla gelmiş ve kümbet, türbe gibi isimlerle adlandırılmıştır. Anadolu türbeleri dönemlerine göre plan ve cephe özelliklerine göre farklılık gösteren yapılardır. Denizli türbeleri mimari özelliklerinden çok genellikle şehrin tarihi, turistik, kültürel konularına değinen devlet kurumlarının çıkardığı yayınlar ile halkın ziyaret yerlerini konu edinen folklorik çalışmalarda ele alınmaktadır.
Servergazi Türbesi ( Yeşilköy ) :
Merkez ilçeye bağlı Yeşilköy yakınındadır. Türbenin 1210 yılında Denizlinin fethi sırasında, Mehmet Gazi ile şehit olan Selçuklu komutanı Servergaziye ait olduğu bilinmektedir.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/servergazi_turbesi_1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/servergazi_turbesi_2.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/servergazi_turbesi_3.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/servergazi_turbesi_4.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/servergazi_turbesi_5.jpg
Mehmet Gazi Türbesi (Büyük Mezarlık):
1210 yılında Denizlinin fethi sırasında şehit olan Selçuklu Uç Beyi Mehmet Gaziye ait olan bu türbe, büyük mezarlıktadır.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/mehmetgazi_turbesi.jpg
Fatma Hanım (Yıldız) Türbesi
Haçlı seferlerinden 3. Haçlı seferleri sırasında 1189–1192 yıllarında Denizli ve çevresini Haçlılardan koruyan Yıldız Bey’in kızı Fatma Hanım’a aittir. Haçlılar, Efes yolu ile Menderes kıyılarına gelmiş, Sarayköy Buharkent’ten Menderes’i geçmişlerdir. Fatma Hanım, halkın önderi olmuş ve Menderes kıyısına pusu kurarak Haçlıları perişan etmişlerdir. Fatma Hanım Denizli’yi boşalttırmış, yiyecek ve içecek maddelerini kesmiş, bu nedenle Denizli halkı dağlara çekilmiştir. Denizli’ye geçebilenler şehri insansız, yiyecek ve içeceksiz bulunca güçlükle Denizli’den kaçmışlar ve Türk kuvvetlerince yok edilmişlerdir.
    Fatma Yıldız Hanım Türbesi Denizli merkez İlbadı Mezarlığında 2. Sanayi tarafından giriş kapısı karşısındadır. Türbe mermer işlemelerden yapılmıştır. Normal bir kabir şeklindedir, türbe binası yoktur. 

Mahmut Gazi Türbesi:
Çal ilçesi Mahmut Gazi Köyündedir. Bizans ordularıyla yapılan savaşta şehit olan Mahmut Gaziye aittir.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/mahmut_gazi_turbesi.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/mahmut_gazi_turbesi_1.jpg
Yatağan Baba Türbesi :Serinhisar ilçesinin Yatağan kasabası’nın güneyinde mezarlığın içinde küçük bir tepenin güneydoğusuna bitişik olarak yapılmıştır. Mezarlığın ana giriş kapısının tam karşısına düşmektedir. Türbe, namaz kılınan mescit kısmı ile sandukaların yer aldığı mekanlardan oluşmaktadır.  Muhtemelen 14.yy. yapısıdır. Yatağan Baba adlı kumandanın mezarı bu türbededir. Yapı, son dönemlerde gerçekleştirilen onarımlar sonucu asli özelliklerini kaybederek tamamen yenilenmiştir. Onarım sonucu duvarlar harç ile sıvandıktan sonra plastik boya ile boyanmıştır. Aynı onarımla konik kulah kısmı tamamen yenilenmiş ve çinko levhalarla kapatılmıştır. Türbe dıştan dışa 10.70x6.90 m.lik ölçüleriyle dikdörtgen bir forma sahiptir. Yapı malzemesi olarak tamamen taş malzeme kullanılmıştır. Türbenin dış duvarları 0.90 m genişliğinde inşa edilmiştir. Mescidin güney duvarının doğu köşesine yerleştirilen kapı sayesinde sandukaların olduğu türbe kısmına geçilmektedir. Mescid kısmı iki basamaklı merdivenle türbeye bağlanmaktadır. Türbe en son 2005 yılında tamirat geçirmiştir. Türbenin dışı beton harcıyla sıvanmıştır. Bugün birçok tamirata ve değişikliğe rağmen Türbe eski yapı tarzını korumaktadır.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler2/thumbnails/yatagan_bab_turbesi_1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler2/thumbnails/yatagan_bab_turbesi_1w3.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler2/thumbnails/yatagan_bab_turbesi_1wqew.jpg
Hüsamettin Bey Türbesi:
Baklan ilçesinin Tekke Mahallesinde bulunan türbe, Selçuklu mimarı tarzında mermer kaplamalı, duvarları kesme taştan yapılmıştır. Kubbeli üzeri kemerli, 4 pencereli sanat değeri yüksek bir türbedir. İçinde 4 adet mezar vardır. Bu mezarların birinin Hüsamettin Beye, birinin Hüsamettin Beyin eşine, diğer iki mezarında akrabalarına ait olduğu sanılmaktadır. Mermer giriş kapısının üzerinde bir kitabe bulunmaktadır. Ayrıca kapı pervazlarının üzerinde de Arapça, Farsça ve Osmanlıca karışık yazılar bulunmaktadır. Bu yazıların tercümesi tam olarak yapılmamıştır.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/baklan_husenettin_dede_turbesi_1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/baklan_husenettin_dede_turbesi_5.jpghttp://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/baklan_husenettin_dede_turbesi_3.jpg 
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/baklan_husenettin_dede_turbesi_4.jpg  http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/baklan_husenettin_dede_turbesi_6.jpghttp://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/baklan_husenettin_dede_turbesi_2.jpg
 
Yediler İlbadı Türbesi :
     İlbadi mezarlığı Denizli’nin en eski mezarlığı olup Selçuklular zamanından (13.yy) günümüze kadar kullanılmıştır. Bundan dolayı “Yediler Türbesi” eski yıllara İlbadi mezarlığının içinde veya bitişiğinde olmalıdır. Ancak sonradan derinleştirilerek açılan bugünkü yol mezarlıkla türbeyi birbirinden ayırmıştır. Bunun dışında eski yıllarda İlbadi mezarlığında bulunan M.1334 tarihli Şücaeddin İnanç Bey İbni Ali Bey adına yazılı zaviyeye ait kitabenin bulunması, bu kitabenin türbenin yanında olan bir zaviyeye ait olduğunu akla getirmektedir. Bundan dolayı bu türbedeki mezarlar İnanç Bey ve ailesine ait olmalıdır. Bunun dışında çarşı kalesinin batısında; kale ile mezarlık arasında Ahi Sinan Tekkesi’nin bulunduğu, Ahi Sinan’a ait bir kabrin yer aldığı kaynaklarda geçmektedir. Ancak İnanç Bey ve ailesine ait henüz İlbadi mezarlığında mezar taşları bulunmamıştır.
      Türbe içinde de yazılı mezar taşlarının olmayışı Osmanlı döneminde tekke  ve zaviyelerde tahribat yapıldığını akla getirmektedir. Acıpayam Yatağan Baba Tekkesinde de Teke Müsellimi tarafından 19.yy başlarında tahribat yapıldığı konusunda kaynaklarda bilgiler bulunmaktadır. Ayrıca Denizli çevresindeki mimari değeri olan bütün türbeler incelendiğinde; yapı üzerinde bir kitabe, içinde de yazılı bir mezar taşı bulunamamıştır. Bunlarda Osmanlı’nın son döneminde yapılan tahribatları doğrulamaktadır. Bu sebeple türbelerin kime ait olduğu halk ananelerinde yaşatılıyorsa, bilinmesi mümkün olmaktadır. Bunun dışında Denizli tarihte büyük depremlere sahne olduğundan Vakıflar Hamamından başka bir yapı günümüze gelememiştir. Yediler türbesinde bulunan mezarlar Denizli merkezinde İlbadi mezarlığının en üst noktasında yer alması ve halk arasında sürekli olarak ilgi gösterilen saygı duyulan türbe olmasından dolayı Denizli beylerine ait olmalıdır. İbni Battuda Denizli’ye geldiğinde İlbadi mezarlığı yanındaki Namazgahta İnanç beyin (Sultan) eşiğinde bayram namazı kılınarak bayramlaşma töreni yapıldığı ve burada hayır yemekleri verildiği bilinmektedir. bu nedenle bu türbenin İnançoğulları Beyliğine ait olduğu düşünülmektedir.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/ilbadi_yediler_turbesi_1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/ilbadi_yediler_turbesi_2.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/ilbadi_yediler_turbesi_3.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/ilbadi_yediler_turbesi_4.jpg
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/ilbadi_yediler_turbesi_5.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/ilbadi_yediler_turbesi_7.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/ilbadi_yediler_turbesi_9.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/ilbadi_yediler_turbesi_10.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/ilbadi_yediler_turbesi_12.jpg
Beycesultan Türbesi :
Çivril ilçe merkezine 6 km. uzaklıkta, ilçenin güneybatısında Melhuş ve Kocayaka köyleri arasında, yüksekliği 20 m. olan höyük üzerindedir. Türbe binası tamamen Selçuklu mimarisi tarzında, oldukça bakımsız, harap olmak üzeredir. Sekizgen bir plan üzerine yapılmış, doğu yönünde yüksek olmayan bir kapısı, güney yönünde bir adet penceresi vardır. Türbe kesme taş, devşirme mermer, ve aralarında tuğla malzeme ile inşa edilmiştir. Üst örtüyü oluşturan kubbe tuğladandır. Yapının kuzey kenarında küçük bir mazgal pencere açıklığı vardır. Türbenin girişi kuzeybatı kenarındadır. Devşirme malzemeden yapılmış giriş kapısı dışa taşıntı yapmaz, yuvarlak kemerli ve sadedir.  Yapı içte sekizgen planlı ve kubbeye geçişleri düz atkı şeklindedir. Keme taştan yapılmış sanduka doğu kenarına bitişik yapılmış ve üzeri çimento harcı ile sıvanmıştır. Sandukadaki şahideler devşirme malzemedendir. Türbede herhangi bir süsleme yoktur. Kitabesi bulunmayan yapının üst örtüsünün aslında konik ve pramidal bir külahla örtülü olması gerekir. Yapı stil özellikleri ile 14.yy Germiyanlı özellikleri göstermektedir.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler2/thumbnails/beycesultan_turbesi_civril_1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler2/thumbnails/beycesultan_turbesi_civril_4.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler2/thumbnails/beycesultan_turbesi_civril_3.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler2/thumbnails/beycesultan_turbesi_civril_2.jpg
Buldan Yenicekent Büyük Tekke Türbesi :Buldan İlçesi Yenicekent Belediyesi bahçesindedir. Türbe, sekizgen planlı ve sekizgen prizmal gövdeli, üzeri kubbe örtülüdür. Yapıda kesme taş ve devşirme malzeme kullanılmıştır. Sekizgen gövde üstte geniş profilli bir saçakla ve üzerinde sekizgen yüksek bir kasnakla yükseltilmiş ve üzeri kubbe ile örtülmüştür. Kubbe üzeri çimento harcı ile sonradan sıvanmıştır. Türbenin girişi kuzeydendir. Kapı duvar yüzeyinden içeri çökertilerek yapılmış ve süs1emesizdir. Giriş kapısı yekpare mermer söveli ve yuvarlak kemerlidir. Sekizgen planlı olan türbenin içinde sonradan yapılmış büyük bir sanduka bulunmaktadır. Duvar yüzeylerinin her birine tuğladan birer teğet kemer örülerek iç mekan hareketlendirilmiştir. Sonradan çamurla sıvanmış ve üzeri beyaz badanalanmıştır. Üst örtü içte tuğladan örülmüş kubbe ile kapatılmıştır. Yapıda kapı dışında hiç pencere yoktur. Süsleme olmayan yapının düz ahşap kanatları üzerinde madeni süsleme aplikleri görülür.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/yenicekent_yakup_dede_turbesi_1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/yenicekent_yakup_dede_turbesi_7.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/yenicekent_yakup_dede_turbesi_9.jpg
Abdi Bey Sultan Türbesi:Serinhisar İlçesi Yatağan kasabasında bir Selçuklu prensinin türbesidir. Merkez ilçe Başkarcı-Tekkeköy yakınlarındaki türbelerin ise kime ait olduğu bilinmemektedir. Merkez Çukurköy’ü ile Karataş arasındaki türbenin “Bektaşi Dergâhı” olduğu bilinmektedir.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler2/thumbnails/abdi_bey_sultan_turbesi_3.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler2/thumbnails/abdi_bey_sultan_turbesi_1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler2/thumbnails/abdi_bey_sultan_turbesi_12.jpg
Üçler Türbesi:
İl Merkezinde Leylekler Kavağı diye anılan semttedir. Türbenin İnanç oğullarının ileri gelenlerine ait olduğu bilinir. Tamamen harap haldedir.
Ahi Sinan Türbesi :
Denizlide Ahinin kurucusu Ahi Sinan'a aittir. Türbe, Yeni Sanayi Sitesinin Dere Tekke tarafına giden yol üzerindedir. İl de Dedebağı kasabasının kurucusu Ahi Sinan'dır.

lrlıganlı Şaban Dede Türbesi:Denizli Merkez lrlıganlı Kasabası’nda mezarlık üzerinde Tekke Mevkisinde yüksek bir yerdedir. Yapının herhangi bir kitabesi bulunmamaktadır. Ancak yapının yanına dikilen levhada buranın M.1097 yılında ölen Şaban Dede'ye ait olduğu belirtilmektedir. Şaban Dede Türbesi, türbeleri konu edinen yayımlarda mimari olarak ele alınmamıştır.Kuzeyde ve ona güneyden bitişik iki yapıdan meydana gelir. Kuzeydeki yapı, kare planlı, prizma gövdeli üzeri kubbelidir. Kapı iç kısmı ile pencerede ahşap atkılar dikkati çeker. Üst örtüsü sonradan çimento harcı ile sıvanmış ve yeşile boyanmıştır. Kare planlı olan esas türbenin gövdesi üstte sekizgene dönüştürülmüş ve üzeri kubbe ile örtülmüştür. Kuzey cephede kesme taşlardan yapılmış yuvarlak kemerli süslemesiz kapı açıklığı bulunmaktadır. Kapının iki yanına devşirme malzemeden, üzerleri oyulmuş birer sadaka taşı konulmuştur. Batı duvarının ortasında ise basit bir pencere yerleştirilmiş ve diğer duvarları sağır yapılmıştır.
      Türbenin içi kare planlı, pandantiflerle geçilen bir kubbe ile örtülüdür. Pandantiflerin içine boşaltma çömlekleri yerleştirildiği görülmektedir. Duvar yüzeyleri hafif içe çekilerek kubbe eteğine kadar yükselen yuvarlak kemerler şeklinde yapılmıştır. Güney duvarına yuvarlak kemerli iki basit dolap nişi, doğu duvarına ise bir dolap nişi yerleştirilmiştir. Kapı yakınında iki basit sanduka bulunmaktadır. Duvarlar beyaz badana ve yeşil boya ile boyanmıştır. Yapıda süsleme bulunmamaktadır ve basit görünümdedir. Kare planlı, kubbeli mekanın iç cephe ve geçiş elemanları Çal Mahmutgazi Türbesi ile benzer özellikler taşımakta, ancak kubbede yüksek bir kasnağı bulunmasından daha geç bir döneme 18.yy'a tarihlenebilir.
lrlıganlı Anonim Türbe:Denizli Merkez Irlıganlı kasabasında mezarlık üzerinde Tekke Mevkisinde yüksek bir yerde, Şaban Dede Türbesi'nin güneyine bitişik yapılmıştır. Kitabesi bulunmayan, ancak Şaban Dede Türbesi ile birlikte bu türbe de, türbeleri konu edinen yayımlarda mimari olarak ele alınmamıştır. Şaban Dede Türbesine bitişik ve daha küçük yapılmış olan bu ikinci türbe ise dikdörtgen planlı ve üzeri tonoz örtülüdür. Türbe, moloz taş malzeme ile inşa edilmiştir ve kapı iç kısmında ahşap atkı dikkati çekmektedir. Şaban Dede Türbesi'ne sonradan bitiştirildiği dilatasyon izlerinden anlaşılmaktadır. Üst örtü sonradan çimento harcı ile sıvanmış ve yeşile boyanmıştır.
    Türbe doğu-batı yönünde dikdörtgen planlıdır. Bu yapının giriş cephesi Şaban Dede Türbesi'nden 1.20 m. içeri çekilerek yapılmıştır. Güney cephesinin ortasına ise basit, küçük kare bir pencere açıklığı konulmuştur. Düz lentolu giriş kapısından geçilen türbenin içi, 2.08x3.60 m. ölçülerindedir. Bu dikdörtgen mekan çapraz tonozla örtülüdür. Kuzey duvarının batı ucuna bir dolap nişi açılmıştır. Mekanda basit bir sanduka bulunmaktadır. Basit sade görünümlü türbede herhangi bir süslemeye rastlanmaz. Yapı, Şaban Dede Türbesi 'nden daha sonraki bir döneme, 19.yy sonlarına tarihlenebilir.
Hüseyin Hulusi Efendi (Üzüm Dedesi) Türbesi :Denizli merkez, Akkonak Mahallesi'nde etrafı evlerle çevrili bir bahçe içerisinde bulunmaktadır.Türbe, kare planlı, kübik gövdeli, üzeri kubbe ile örtülüdür. Duvarlarda moloz taş, kapı ve pencerelerde ise kesme taş malzeme kullanılmıştır. Sekizgen yüksek bir kasnakla geçilen kubbenin üzeri çimento harcı ile sıvanmıştır. Kuzeyinde giriş kapısı, diğer üç yönünde ise birer büyük penceresi vardır. Kuzey cephesinin ortasında, hafif dışa taşırılmış, yüksek ve yuvarlak kemerli bit kapı yer alır. Kapının yuvarlak kemer yayının üzerinde sekiz yapraklı bir çiçek motifi bulunmaktadır. Kapının sövelerine metalden ikişer baklava dilimi aplike edilmiştir. Kapı kanatları dövme demirden yapılmıştır.
Er Dinlendi Türbesi :
Çal ilçesi, Mahmut Gazi Köyünün batısında dağın eteğinde hemen köyün bitimindedir. Bu mezarın bölgenin fethi sırasında şehit düşen bir Selçuklu askerinin mezarı olma ihtimali yüksektir. Köylüler ise bunun başka taraftan gelerek burada vefat eden bir ere ait olduğu, o nedenle de Er dinlendi denildiğini söylemektedirler. Ancak belirttiğim gibi fetihler sırasında bu yerde savaşlar olmuş burada şehit düşen birine ait olma ihtimali daha yüksektir. Mezarın üzerinde ahşap bir türbe vardır, bakımsızlıktan yıkılma tehlikesi vardır.  
Ahmet Dede Türbesi :
Çal ilçesinin, Akkent kasabasında kare bir yapı üzerinde büyük bir kubbeye sahiptir. Anlatılanlara göre Ahmet Dede’nin vefatında naaşı paylaşılamamış ve bunun üzerine 3 tane tabut hazırlanmıştır. Tabutun biri Akkent’e getirilerek buraya defnedilmiştir. Adak, yağmur duası, kısmet açma, rüya ve niyaz amaçlarıyla birçok ziyaretçisi vardır.
 lşıklı Aşağı Cami Türbesi:Çivril İlçesi, lşıklı Kasabası Aşağı Mahalle'de Aşağı Camii avlusundadır. Türbe, caminin son cemaat mahalli kuzeydoğu köşesindeki girişinin doğu kenarına inşa edilmiştir. Türbe ve cami sonradan birleştirilmiştir. ışıklı ve Gümüşsu eserlerini inceleyen bir yüksek lisans çalışmasında etraflıca incelenmiştir.Türbe, doğu-batı yönünde dikdörtgen planlı inşa edilmiş ve üzeri kubbe ile örtülmüştür. Yapının kuzey ve doğu duvarı moloz taş aralarında tuğla parçaları ile, batı duvarı ise kesme taş malzeme ile inşa edilmiştir. Kubbenin üzeri çimento harcı ile sıvanmıştır. Saçaklarda yer yer devşirme İslamı mezar taşları kullanılmıştır. Kuzey cephesinin ortasına bir kapı, doğu ve batı yönlere birer pencere yerleştirilmiştir. Güney cephe ise büyük bir kemer açıklığı şeklindedir. Beden duvarlarından taşmayan giriş kapısı, mermer malzeme ile inşa edilmiştir. Yuvarlak kemer taşları mavi beyaz iki renk mermer taşlarının almaşık dizilmesi ile örülmüştür. Kemer üzerine konulan mermer kitabe levhası yazısız bırakılmıştır. Doğu duvarındaki pencere sivri kemerli küçük bir açıklık şeklinde, batı duvarındaki ise sağır teğet kemerli büyük bir pencere şeklindedir.
      Türbenin içinde günümüzde sonradan düzenlenmiş sandukasız, baş ve ayak şahideli altı mezar bulunmaktadır. İç mekan, doğu ve batı duvarların üzerine atılan iki sıra mukarnas diliminden oluşan iki sıra silme ile kareye dönüştürülmektedir. Yapı, silmeler üstündeki tromplarla geçilen bir kubbe ile örtülmüştür. Yapının duvarları, geçiş elemanları ve kubbe içi çimento harcı ile sıvanmış, üzeri yeşil ve pembe renk ile boyanmıştır. Türbenin ve yanındaki caminin inşa kitabesi bulunmamaktadır. Türbe içinde bulunan şahidelerden en eski tarihli olanı 1251/1835 tarihini taşımaktadır. Bir çok kez elden geçirilen türbenin 19.yy ilk yarısında inşa edildiğini söylenebilir.
Dedeköy Cami Türbesi :
    
Çivril ilçesi, Emirhisar yolu üzerinde, cami ile hamamın bulunduğu bir külliye içinde bulunmaktadır. Germiyanlı eserlerini inceleyen bir doktora çalışmasında etraflıca araştırılmıştır. Son zamanlarda etrafındaki yapılarla birlikte restorasyon geçirmiştir. Türbe, kare planlı, kübik gövdeli, üzeri kubbe ile örtülüdür. Kesme taş, yer yer tuğla malzeme ile inşa edilmiştir. Taşların bazıları devşirmedir. Kubbe geçişleri ve kubbe tuğladandır. Doğusunda giriş kapısı, kuzey ve batısında birer penceresi vardır. Güney duvarı sağırdır.
    Kare planlı türbenin giriş kapısı, cepheden taşıntı yapmayan basit bir açıklık şeklindedir. Kapı üzeri sivri sağır kemerlidir. Kuzeydeki pencere daha geniş, batıdaki ise şevli mazgal penceredir. Kübik gövdeden sekizgen bir kasnakla kubbeye geçilir. Kubbenin üzeri alaturka kiremit kaplıdır. Kare planlı türbenin içinde kime ait olduğu bilinmeyen dört adet mezar yeralmaktadır. Türk üçgenleri ile geçilen türbe içinde herhangi bir süsleme bulunmamaktadır. Geçiş öğeleri deforme olmuştur. Duvarları çimento harcı ile sıvalıdır. Kitabesi bulunmayan türbeyi, yanındaki caminin özelliklerinden hareketle 14-15 .yy'a tarihlendirebiliriz.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/civril_dedekoy_camii_05.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/civril_dedekoy_camii_11.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/civril_dedekoy_camii_12.jpg
Habip-Acem Türbesi :Çivril İlçesi mezarlığında ve bir höyük üzerindedir. Onikigen planlı, prizmal gövdeli ve onikigen prizmal külahlıdır.Devşirme ve kesme taş malzeme ile inşa edilen türbenin duvarları çimento ile derzlenmiş, külahı ise daha önce çimento harcı ile sıvalı iken bugün çinko ile kaplanmıştır. Güney kenarının ortasına açılmış bir kapısı ile güneybatı kenarlarından birine açılan küçük bir pencere bulunmaktadır. kenarına kamalama yerleştirilen iki devşirme Bizans yas sı payesi türbenin önünde bir sundurmanın varlığını göstermektedir. Türbenin bütün duvar ve kubbesi çimento harcı ile sıvanmış ve yeşil renge boyanmıştır. Zeminde süslemesiz basit bir sanduka bulunmaktadır.
İlimizde Bulunan Diğer Türbeler
   http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/buldan_emir_sultan_turbesi.jpg  http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/erenler_turbesi_1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/erenler_turbesi_2.jpg
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/yenicekent_buyuk_tekke_turbesi.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/31.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/turbeler/thumbnails/babadag_otcu_halil_turbesi.jpg

-Camiler

Arasta Camii:Merkez, Kaleiçi Çarşısı içindedir. Onarım geçirmiş olan cami kırma çatıyla örtülüdür. Caminin giriş cephesinde Osmanlıca mermer kitabesi bulunmaktadır. H. 1323 ve H. 1325 tarihi okunmaktadır.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/kaleici_arasta_camii.jpg
Un Pazarı Camii:Merkez, Kaleiçi Çarşısı içinde yer almaktadır. İki katlı yapının zemin katı dükkan, üst katı cami olarak kullanılmaktadır. Kırma çatılı caminin üzeri alaturka kiremitle kaplıdır.

Hacıbaki Camii:Merkez İlçe’de bulunan caminin dış cephesinde dikdörtgen pencereler açılmıştır. Üzeri kırma çatıyla örtülü olup, alaturka kiremitle kaplıdır. Caminin mihrabı barok süslemelerle hareketlendirilmiştir. Duvarlardaki kalemişi süslemeler geçtiğimiz yıllarda boya ile kapatılmıştır.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/haci_baki_camii.jpg
Hatipoğlu Camii :Yaklaşık kare planlı harim bölümüne ve önünde sonradan ilave edilmiş kapalı bir son cemaat yerine sahip Camii, kırma ahşap çatılı olup alaturka kiremit kaplıdır. Geniş ahşap saçakları vardır. Kerpiç malzeme ile yığma tarzda inşa edilen yapının güney cephesi dışındaki cepheleri sıvalı ve boyalıdır. Güney ve batı cepheleri tamamen sağır  olan yapının doğu cephesinde üç adet dikdörtgen fonlu basit pencere yer almaktadır.  Yapıdaki tüm doğramalar ahşaptır. Köşede konumlanan taşınmazın bahçe duvarları üzerinde karo taşlarla kaplanmış bir çeşme yer almaktadır. Çeşmenin devamında yer alan bahçe duvarları babalara sahip iken sonraki dönemde araları örülerek bahçe duvarı yükseltilmiştir.
    Yapının giriş mekanının ahşap saçakları ve çatısı cami harim üst örtüsünden farklı düzenlenmiştir. Çatı harimden ayrıdır. Bu giriş mekanı ahşap bir merdiven ile ulaşılan ve ahşap dikmelere oturan ahşap döşeme ve tavana sahiptir. Cami harimi de ahşap tavanlı olup, güney duvarında yarım daire profilli basit bir mihrabı vardır. 20.yy’ın hemen başlarında yapılmış olan yapı, konumu, boyutları ve yöresel malzeme kullanımı ve cephe düzeni ile korunması gerekli bir yapıdır.
    Yapının son cemaat yeri gibi düzenlenen giriş kısmı içten tamamen açılarak, cami harimine dahil edilmiştir. Kurul kararı ile cami parseli içinde bulunan tek katlı imam evi yıkılarak kaldırılmıştır. Ayrıca yakın zamanda batı beden duvarındaki belverme nedeni ile duvarı desteklemek üzere beton destek duvarı yapılmıştır. Caminin boyası yenilenerek rengi değiştirilmiştir. Giriş mekanı önüne de sac malzeme ile ilave bir bölüm yapılmıştır. 

Delikliçınar Yeni Camii :
Denizli, Delikliçınar mahallesindedir. Yapı kare planlı harim mekanı ve kuzeyindeki son cemaat yerinden oluşmaktadır. Doğu ve batı köşelerde düzgün kesme taştan inşa edilmiş minareler, pabuç bölümüne kadar onarım amacı ile yıkılmıştır. İnşa malzemesi düzgün kesme taş, betonarme ve demirdir. Avlusunda Klasik Osmanlı Mimari tarzına uygun şadırvanı bulunmaktadır.
    Yapının içinde zengin bir süsleme programı dikkati çeker. Mihrap duvarında Kütahya işi çini duvar panoları bulunmaktadır. Klasik Osmanlı Dönemi çini süsleme programına uygun olarak 20.yy’da yapılmış olan bu panoların üstünde vitray pencereler bulunmaktadır. Mihrap nişinin içi de bitkisel motiflerin ağırlıkta olduğu bir çini süsleme programına sahiptir. Mihrap duvarı ve yapının diğer duvarları üzerinde alçı süslemeler bulunmaktadır. Merkezi kubbenin iki yanında birer küçük kubbe yer almaktadır. Kuzeydeki kadınlar mahfili doğu ve batı yönlerde “U” şeklinde güney duvarına dek uzanmaktadır. Kuzey kesimde duvarların yanı sıra iri payeler taşıyıcı unsur olarak kullanılmıştır. Küçük kubbeler ile merkezi kubbe arasında yer alan karşılıklı ikişer sütun taşıyıcı sistem olarak değerlendirilmiştir. Mimber, kürsü ve yapıdaki tüm pencere kapı çerçeveleri ayrı ayrı süsleme şeridi ile hareketlendirilmiştir.
    Yapının onarım amacı ile iki minaresi de pabuç bölümüne kadar yıktırılmıştır.  Bursa kemerli açıklıklarla dışa açılan son cemaat yerine 10 basamaklı bir merdivenle ulaşılır. Zemin kat seviyesi altında bodrum katı vardır.  Camide yapıyla ilgili olmayan, burada muhafaza edildiği anlaşılan 1329/1913 ve 1319/1903 tarihli iki kitabe bulunmaktadır. Kayıtlardan yapının 1952 yılında inşa edildiği anlaşılmaktadır.

İlbadı Mezarlığı ve Camii:Denizli merkezinde, bugün şehir içinde kalmış olan ve İlbadı Mahallesi yolu ve Eski Sarayköy yolu üzerinde bulunan mezarlık geniş bir yamaç ve tepe üzerindedir.Tespit edilebilen en eski mezar Denizli’nin fethi sırasında Bizanslarla yapılan savaşta şehit düşen Mehmet Gazi’dir. Türbeninde H. 660 tarihi vardır. Ayrıca haçlılar tarafından şehit edilen Fatma Yıldız Hanımın mezarı (H. 702), İnançoğullarından yedi kişinin “ Yediler Türbesi Mezarı “ ( H. 710-511) , Şirvani Dede’nin Türbesi ( M. 1529) bulunmaktadır.
    Mezarlık kaynaklara göre 9 Temmuz 1920 günü Denizli’yi yakmak isteyen Demirci Mehmet Efe tarafından efenin yemini yerine gelmesi için yakılmıştır. Bu nedenle mezar taşları üzerinde yapılan incelemede daha eski tarihlere ait mezarlar hakkında bilgi edinilememiştir. Tespit edilebilen mezar taşları üzerindeki tarihlendirmeler türbeler dışında mezarlarda tespit edilebilen tarihler H. 973’ten günümüze kadar gelmektedir. Ziyaret yeri olarak kullanılan mezarlık koruluğu ile bir bütün arz etmektedir. Denizli maden ve motor sanayi nedeniyle oluşan kirlilik mezar taşlarını tahrip etmektedir. Denizli Eski Mezarlığı, Denizli fethinden itibaren kullanılmaya başlanılan Denizli’nin en eski ve en büyük mezarlık ve ziyaret yeridir. Denizli Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü tarafından koruması yapılmaktadır.

Öküzbattı Mescidi:Merkez Günbattı Mahallesi’nde yer alan 19 yüzyıl sonunda inşa edilen yapı düz ahşap tavanla örtülü kare planlı bir yapıdır. Tavan dıştan kırma çatı ile kaplıdır. Kısmen moloz taş kullanılmakla birlikte ağırlıklı olarak kerpiç ile inşa edilmiştir. Bitişiğinde aynı özelliklere sahip bir kahvehane binası vardır. İçten ve  dıştan sıvalı ve boyalıdır. Pencereler ahşap doğramalıdır. İç mekanda ahşap bir kadınlar mahfili yer alır. Minber ahşap malzemeden yapılmıştır.

Yazır Kasabası Çarşı Camii:
Giriş açıklığı üzerindeki kitabesine göre “Hacı Ömer Ağa” adlı bir zat tarafından 1802-3 yılında inşa ettirilmiştir. Derinlemesine dikdörtgen olan cami, altısı bağımsız on adet ahşap destek ile mihraba dik üç sahına ayrılmıştır. Harim duvarları ve tavanında yer alan süslemeleriyle döneminin en gözde örneklerinden biridir. Duvarlarda yer alan resimlerde minyatür üslubu ağırlığını hissettirmektedir. Resimlerin panolar halinde duvar yüzeylerine çizilişlerinde gösterişten kaçınıldığı gözlenmektedir. Bu resimlerde özellikle cami, natürmort, bitki ve ağaç motiflerine yer verilmiştir. Ayrıca caminin tavanı da çıtalarla küçük karelere ayrılmış ve bu kareler, belirli aralıklarla serpiştirilmiş bitki motifleriyle süslenmiştir (Çakmak 1991).
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/acipayam_yazir_camii_51.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/acipayam_yazir_camii_53.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/acipayam_yazir_camii_54.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/acipayam_yazir_camii_57.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/acipayam_yazir_camii_58.jpg
Yukarı Camii :Akköy İlçesi merkezinde bulunan camide dikdörtgen plan tipi uygulanmıştır. Harimin kuzey tarafında iki katlı ahşap mahfili bulunmaktadır. Caminin orta bölümü gizli kubbeyle örtülmüştür. Harimin güneybatı köşesinde ahşap minberi yer almaktadır. Daha önce minber mihrabın sağ tarafında bulunduğu halde sonradan ahşap tavana atılan ahşap destek direklerine engel teşkil ettiğinden bugünkü yerine taşınmıştır. Harimin doğu, batı ve güney cephesinde, altta büyük üstte küçük ikişer pencereyle iç mekan aydınlatılmaktadır. Caminin kuzey cephesinde, sonradan kapalı hale getirilen son cemaat yeri dışa altı adet ahşap direkle açılmaktadır. Harimin kuzey duvarında sade bir mihrap nişi bulunmaktadır. Yapıya sonradan son cemaat yerinin doğu tarafına bir minare inşa edilmiştir.
    Caminin duvarları; temeli taş, üzeri kerpiç malzeme kullanılarak yapılmış olup, üzeri sıvalıdır. Çatısı kırma çatı olup, Marsilya tipi kiremitle kaplanmıştır. Cami harimin güney, doğu ve batı duvarlarındaki kalem işi süslemeler iki pano halinde iç cepheyi dolanmaktadır. Bunun üzerinde çatıya geçiş bölümü yer almaktadır. Burada bir sıra çiçek demeti motifi, bant halinde bütün cepheyi çevrelemektedir. Harimin duvarlarını süsleyen panolar ve kubbe içi harimin kuzey cephesindeki mahfil altındaki duvarlar, tamamen bitkisel motifler ve bunun yanında cami, terazi ve kandil tasvirleri ile bezenmiştir.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/akkoy_yukari_cami_1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/akkoy_yukari_cami_2.jpg
    Yapının mihrabı harimin güney cephesinde, iç içe iki kemerle derinleştirilen niş halindedir. Mihrabın iki tarafı sütuncelerle sınırlandırılmış olup, içi çiçek ve kandil motifi ile süslenmiştir. Harimin tavanında, minberinde, kapısında, mahfilinde zengin oyma ahşap işçiliğini görmek mümkündür.
    Bunun dışında harimin güney, doğu ve batı tarafında devam adan içi yazılı madalyonlar bulunmaktadır. Güney duvarındaki pano içindeki madalyonlarda, soldan sağa Allah, Muhammed, Ebubekir; doğu duvarındaki madalyonlarda Ömer, Osman, Ali; batı duvarındaki süsleme panolarının içindeki madalyonlarda ise Hasan, Hüseyin, Bilali Habeş-i’nin adları okunmaktadır.Kubbe içindeki Osmanlıca yazıda ise beşinci ayın on dördü, 1327, Cemaüzevvel Mayıs 1 okunmaktadır. Bu tarih yapının inşa tarihi mi yoksa onarım tarihi mi bilinmemektedir. Camideki süsleme ve mimari özelliklerinden dolayı batılılaşma sürecinde (18.-19. yy.) inşa edilen camilerdendir.

Belenardıç Köyü Camii:Akköy ilçesine 20 km. mesafede bulunan Belenardıç köyü cami, kareye yakın dikdörtgen planlı bir yapıdır.Ahşap destekli ve ahşap tavanlıdır. Kitabesine göre Halil Ağa tarafından 1884 yılında inşa ettirilmiştir. Harimin kuzeyinde son cemaat yeri ve bu cephenin batı ucunu kapatan bir minaresi mevcuttur. İnşa malzemesi moloztaştır. Duvarları sıvalıdır. Yapının üzeri toprak dam şeklinde inşa edilmişken yakın bir tarihte toprak tabakası alınarak kırma çatı ve kiremitle örtülmüştür.Harime yuvarlak kemerli  dikdörtgen formlu bir kapıdan girilmektedir. Son cemaat yerinin tüm duvarları kalem işi süslemelerle bezenmiştir. Harimin tavanı, üçü serbest diğerleri duvara bitişik ondört ahşap destekle taşınmaktadır. Duvarlara bitişik destekler kare kesitli, serbest destekler sekizgen kesitlidir. Onarım görmüş olan batı duvarı haricinde son cemaat yeri ve harimin bütün duvarları, zikzak motiften oluşan yatay bir şeritle bölünerek, dikdörtgen panolar elde edilmiştir. Panolar yeşil, kahverengi, siyah, mavi renkte muhtelif kalem işi süslemelerle doldurulmuştur. (Çakmak 1994).
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/akkoy_belenardic_camii.jpg
Boğaziçi Kasabası Eski Camii:Baklan İlçesi’ne bağlı Boğaziçi Kasabası’nda bulunan cami, dikine dikdörtgen planlı ve üç sahınlıdır. Hicri 1181’de yapılmıştır. Duvarları temel seviyesine kadar taş, üzeri kerpiç örgülüdür. Dikdörtgen planlı harim, ahşap desteklerle üç sahına ayrılmıştır. Destekler birbirine Bursa kemeriyle bağlanmıştır. Yan duvarlar içten ve dıştan kare şeklindeki ahşap direkler ile desteklenmiştir. Mihrap, mukarnaslı kavsara ile örtülü yarım daire kesitli bir niş şeklindedir. Ahşap minberi ve vaaz kürsüsü süslemesizdir.Tavan ve ahşap destekler, zengin kalem işi süslemelere sahiptir. Harim duvarları, bitkisel ve geometrik süslemeler ve mimari tasvirlerden oluşan duvar resimleriyle bezelidir. Camiinin üzeri düz toprak dam iken toprağı alınarak dört yöne eğimli çatı ile kaplanmıştır (Çakmak 1995).
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/baklan_bogazici_camii_02.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/baklan_bogazici_camii_04.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/baklan_bogazici_camii_05.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/baklan_bogazici_camii_12.jpg
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/baklan_bogazici_camii_13.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/baklan_bogazici_camii_15.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/baklan_bogazici_camii_22.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/baklan_bogazici_camii_23.jpg
Dörteylül Mahallesi Camii :Denizli, Buldan İlçesi, Dört eylül Mahallesindedir. 1956 tarihinde inşa edilen cami, enine dikdörtgen planlı bir harime sahiptir. Taş malzeme ile yığma teknikle inşa edilmiştir. Çatısı kırma çatıyla örtülü olup alaturka kiremit ile kaplıdır. Minaresi caminin güneybatı köşesinde yer almaktadır. Tuğla örgülü minare tek şerefelidir. Sadece harim kısmından meydana gelen caminin tavanı ahşap tahtalarla kaplanmış, mihrap ise sade bir nişten oluşmuştur. Arazi kullanımı açısından parsele uyumu, yöresel ve geleneksel yapım tarzının son örneklerinden olması, mahalle mescidi tipinin örneği olarak belirginleşmesi, bindirme saçak ve köşe girişi gibi özellikleri ile önemli bir yapıdır. Bugünkü sahibi ve bakımından sorumlu olan kuruluş Vakıflar Genel Müdürlüğü’dür.

Çarşı Camii :Buldan İlçesi, Çarşı Caddesi’nde bulunmaktadır. Cami 17. yy’da inşa edilmiştir. Taş malzeme ile inşa edilen yapı, düz ahşap tavanla örtülü ve kırma çatı ile kaplıdır. Yapı, hemen yanında yer alan tescilli han ile birlikte Buldan eski çarşı dokusu hakkında önemli bir belge niteliği taşımaktadır.

Kocaköy (Şalvan)Camii:
Özgün adı Şalvan (Şeyh Elvan) olan Kocaköy'deki Cami, doğu-batı yönde eğimli bir arazi üzerinde, moloz taş duvarlarla çevrili bir avlu içerisindedir. Caminin yaklaşık 30 m. güneybatısında, kitabesinden 1194-1780 tarihinde inşa edildiği anlaşılan sivri kemerli bir çeşme bulunmaktadır. Avluya, kuzeybatı köşedeki, yuvarlak kemerle örtülü bir açıklıktan girilmektedir. Yapı, uzunlamasına dikdörtgen planlı bir harim, harimin kuzeyindeki son cemaat yeri ve kuzeydoğu köşesindeki minareden oluşmaktadır. İnşa malzemesi moloz taştır. Duvarlar sıvalı ve beyaz badanalıdır. Doğu ve güney cephelerinde altta ve üstte ikişer pencere, batı cephesinde ise altta dört, üstte üç pencere vardır. Pencerelerin tümü dikdörtgen şekillidir. Yapının üzeri toprak damlı iken, 1960 yılında kırma çatı ve kiremitle kaplanmıştır (Çakmak 2007).
    Harimin kuzeydoğu köşesinde yer alan minare, girişinin üst kesimindeki kitabeye göre 1961 yılında yapılmıştır. Kare kesitli bir kürsü üzerinde yükselen silindirik bir gövdeye sahip olan minarenin kürsü ve pabuç kısımları kesme taşlarla, gövde ve yukarısı tuğlalarla inşa edilmiştir. Minareye, batıdaki basık kemerli bir açıklıktan girilmektedir (Çakmak 2007).
    Son cemaat yeri, düz ahşap tavanla örtülüdür. Tavan, kuzeyde iki devşirme sütun üzerine yerleştirilmiş birer ahşap destekle taşınmaktadır. Destekler birbirlerine dilimli ahşap kemerlerle bağlanmıştır. Son cemaat yeri, 1990 yılında dilimli kemerlerle dışarı açık durumda iken, 2006 yılında kemer araları perde duvarlarla kapatılmıştır. Yine 1990 yılında, son cemaat yerinin basit ahşap süslemeler içeren tavanı, bugün düz tavan tahtalarıyla değiştirilmiş durumdadır (Çakmak 2007).Harimin kuzey duvarının doğu ve han kesimlerinde, mukarnaslı kavsara ile örtülü, yarım daire kesitli iki dış mihrap vardır. Duvarın ortasında harime girişi sağlayan açıklık yer alır. Basık kemerli giriş açıklığının üst kesiminde, duvardan hafif çıkıntılı, yukarıya doğru kademeleşerek yükselen zikzaklı profile sahip, bir üçgen alınlık görülmektedir. Alınlığın üzerinde üç satırdan oluşan inşa kitabesi bulunmaktadır. Giriş açıklığı, basit geometrik motiflerle süslü ahşap kapı kanatlarına sahiptir (Çakmak 2007).
    Harim, iki sıra halinde dörderden sekiz ahşap destekle kıble duvarına dik uzanan üç sahına ayrılmıştır Desteklerden ikisi kuzey duvarına bitişik, altısı bağımsızdır. Duvara bitişik destekler kare kesitli, bağımsız destekler silindir kesitlidir. Bağımsız destekler birer devşirme altlık üzerine oturmaktadır. Destekler birbirlerine dilimli ahşap kemerler1e bağlanmıştır. Harim, düz ahşap tavanla örtülüdür. Tavanın orta sahın üzerine denk gelen kesimi bir tekne tavan şeklinde düzenlenerek, yanlara oranla yükseltilmiştir. Tavanın tüm yüzeyi ahşap ve kalem işi süslemelerle bezenmiştir. Harim duvarları sıvalı ve beyaz badanalıdır. Doğu duvarının kuzeyinde dikdörtgen şekilli bir dolap nişi vardır. Aynı duvarın güney ucunda, yarım daire kesitli bir başka niş ve önünde ahşaptan yapılmış basit bir vaaz kürsüsü yer almaktadır (Çakmak 2007).
    Harimin kuzeyinde ahşap bir kadınlar mahfili vardır. Mahfile, kuzey duvarının doğusundaki ahşap merdivenle çıkılmaktadır. Mahfilin ortasında, harime doğru taşıntı yapan bir balkoncuk bulunmaktadır. Ahşap minber herhangi bir özelliğe sahip değildir. Mihrap, yakın bir tarihte yenilenmiş, mukarnaslı kavsara ve kavsara köşeliklerindeki kabaralar dışında kalan yüzeyler fayansla kaplanmıştır. Kabara ve mukarnaslar alçıdandır. Mihrabın girişle aynı eksende olmadığı, doğuya doğru kaydırılmış olduğu dikkati çekmektedir (Çakmak 2007).
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/cal_kocakoy_koyu_cami14.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/cal_kocakoy_koyu_cami54.jpg
Kuyucak Köyü Camii:Denizli İli, Çal İlçesi, Kuyucak Köyü’nde yer almaktadır. Yapım tarihi 1952’dir. Kare planlı yapının ahşap tavanı, dört ahşap destek ile taşınmaktadır. Harimin kuzeyinde, altı ahşap destek üzerine oturan kadınlar mahfili bulunmaktadır. Yapıda yer alan vaaz kürsüsü ve minber ahşaptandır. Mihrap yarım daire kesitli bir nişten oluşmaktadır.Camiye kuzey cephede yer alan dikdörtgen şekilli açıklıktan girilir. Girişin iki yanında dikdörtgen şekilli birer pencere vardır. Güneyde mihrabın iki yanında yuvarlak kemerli pencerelere yer verilmiştir. Son cemaat yeri iki kattan oluşmaktadır.

Çarşı Camii :Denizli İli, Çal İlçesi’nde bulunmaktadır. Camii 19.yy ortalarına tarihlenir. Kareye yakın dikdörtgen planlı olan yapının kuzeyinde bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Cami taşlarla, minaresi ise tuğlalarla inşa edilmiştir. Harimin üzeri ortada büyük bir çapraz tonozla, köşelerde ise dört adet küçük çapraz tonozla örtülüdür. Minberi sahte kündekari tekniklidir. Alçı mihrabı oldukça basit bir işçiliğe sahiptir. Kitabesinden, minarenin 19. yy da yapıldığı anlaşılmaktadır. Giriş açıklığının hemen üzerinde yapının sonradan onarım geçirdiğini gösteren bir kitabe mevcuttur. Cami mermer ve moloz taşlar kullanılarak yöre mimarisine uygun olarak inşa edilmiştir. Caminin kuzey-batı köşesinde tek şerefeden oluşan minaresi bulunmaktadır.

Kayı Pazarı Cami : Yazı ve resimler için lütfen TIKLAYIN...
 http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/cal_suller_kayipazari_cami_minaresi_28.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/cal_suller_kayipazari_cami_minaresi_36.jpghttp://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/cal_suller_kayipazari_cami_minaresi_17.jpghttp://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/cal_suller_kayipazari_cami_minaresi_32.jpg

Emirhisar Dedeköy Camii:
Denizli İli, Çivril İlçesi, Emirhisar Kasabası, Balçıkhisar Mahallesi, Dedeköy Mevkii’de bulunan Dedeköy Camii’nin plan ve malzeme özelliklerinden XV. ya da XVI.yüzyılda yapılmış olabileceği anlaşılmaktadır. Cami, 14 x 14 m ölçülerinde ve kare planlıdır. Kare gövdeden kubbeye geçiş tromplarla sağlanmıştır. Malzeme olarak kubbe, kemer, tromp gibi elemanlarında tuğla; duvarlarında ise devşirme taşlar kullanılmıştır.Caminin pencereleri iki sıra halindedir. Alt sıradakiler dikdörtgen şeklinde olup, yanlarda üç, girişte iki adettir. Üst sırada ise her duvarda sivri kemerli birer penceresi vardır. Fakat kapı üzerine rastlayan pencere dolap olarak değerlendirilmiştir. Kubbe kasnağında ise sekiz adet pencere bulunmaktadır.
    Mihrabı beş kenarlı bir niş şeklinde ve beş sıra mukarnas kavsaralıdır. Mihrap bir sıra kaval silme ile süslenmiştir. Üzeri ise bir sıra palmet dizisiyle taçlandırılmıştır. Ahşap olduğu zannedilen minberinin sadece yerine ait izi kalmıştır. Caminin, süsleme bakımından pek özelliği bulunmamaktadır. Sadece tromp kemerlerinde ve kubbenin bazı bölümlerinde palmet dizisi izleri görülmektedir. Sivri kemerli pencere alınlıklarında ise şimdiki haliyle bir süsleme izi yoktur.
    Minare, caminin kuzeydoğu köşesinde yer almaktadır. Minarenin kaide yüksekliği, caminin duvar yüksekliği ile aynı seviyededir. Kare kaideden silindirik tuğla gövdeye geçiş piramidal pabuç ile sağlanmıştır. Minarenin girişi cami içinde, kuzeydoğu köşededir. Külahı yıkılmıştır.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/civril_dedekoy_camii_05.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/civril_dedekoy_camii_11.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/civril_dedekoy_camii_12.jpg
    Caminin kuzey duvarına 5 m kadar mesafede, kare planlı ve üzeri kubbe ile örtülü bir türbe yer alır. Duvarları camide olduğu gibi devşirme taş ile inşa edilmiştir. İçinde kime ait olduğu bilinmeyen dört adet mezar bulunmaktadır. Cami ve türbeye yaklaşık 30 m mesafede bulunan 3x3 m ölçülerindeki mekanın bir hamama ait olduğu anlaşılamaktadır. Cami ve türbenin bulunduğu parselin bitişiğinde bir Hazire bulunmaktadır (Çakmak 1991).

Bayat Köyü Camii:Denizli İli, Çivril İlçesi, Bayat Köyü, Köyiçi Mevkii’nde bulunan cami, kuzey-güney doğrultusunda kare planlı ve tek mekanlıdır. Kuzeyde dikdörtgen şeklinde bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Minaresi yoktur. İbadet mekanı iki ahşap kolonla üç salon oluşturulmuştur. Tavanda diklemesine atlan büyük ahşap kirişler sayesinde tüm tavan hasırla kaplanmıştır. Son cemaat yerinde de aynı hasır örgü kullanılmıştır. Son cemaat yerini ise dört ahşap kolon taşımaktadır. Ancak iki kenardaki ahşap kolonların işlevi yoktur. Bunlar beden duvarlarına hemen hemen birleştirilmiş durumdadır.
    Camide güney duvarda yarım daire şekilli mihrap nişi vardır. Bunun her iki yanında iki küçük pencere, doğu duvarda iki, kuzey duvarda da bir küçük pencere olmak üzere toplam beş pencere açıklığı yer almaktadır. Ancak camide aydınlık bir mekan yaratılmamıştır. Güneybatı duvarda ahşaptan bir minber, güneydoğu duvarda ise ahşap bir vaiz kürsüsü yer almaktadır. Caminin tabanı toprak olup, fazla düzgün olmayan bir zemin oluşturulmuştur. Son cemaat yerinde giriş kapısının batısında yarım daire şeklinde bir mihrabiye vardır.
    Caminin beden duvarları son derece kalın tutulmuş olup, yığma kerpiç şeklinde yapılmıştır. Üzeri kireç harcı ile sıvanmıştır. Toprak dam olan çatısı kırma çatı olarak 1963 yılında yapılmış ve üzeri Marsilya Tipi kiremitle örtülmüştür. Caminin içindeki mihrap duvarları da dahil olmak üzere bütün duvarlar ve ahşap kirişlerin üzerleri renkli boya ile yapılan bezemelerle süslüdür. Bu bezemeler arasında Mekke tasvirleri, vazodan çıkan stilize çiçek motifleri ve  eski yazı ile oluşturulan  madalyonlar yer almaktadır. Tavandaki kirişlerden birinin üzerinde H.1289 yılı yazılıdır.

Savran Köyü Camii:Çivril İlçesi’ne 5 km uzaklıktadır. Hicri 1298, Miladi 1882 tarihinde yapılmıştır. Caminin giriş kapısı üzerinde bulunan kitabesi üzerinde Ömer Ağa adında bir zat tarafından yaptırıldığı ve kitabe de “ Didi tarih bir müferrah mabet oldu çehriya” yazısı bulunmaktadır.

Uzunlamasına dikdörtgen planlıdır. Orta da üçerden altı ahşap sütunun taşıdığı kemerler cami mekanının mihrap duvarını dikey olarak üç sahına ayırmaktadır. Duvarlar pencere alt seviyesine kadar içten moloz taş ve tuğla, dışta ise muntazam blok taşlardan örgülüdür. Blok taşların büyük bir kısmı devşirme görünümündedir. Bu kesimden yukarısı ise kerpiç örgülüdür. Cami mekanının aydınlatan pencereler iki sıra halinde, yan duvarlarda altta üçer pencere, mihrap duvarında ise iki pencere olarak görülür. Üst sırada ise kuzey duvarı dışında üçer pencere bulunmaktadır. Üst sıra pencereler sivri kemerli, alçı şebekeli ve vitraylıdır.

Giriş kapısı yuvarlak kemerli, dikdörtgen şeklinde kademeli ahşap silmelerle tezyin edilmiştir. Kapı kemeri üzerinde bir kartuş içinde caminin kitabesi yer almıştır. Kartuşun üzerinde sivri kemer içinde devşirme olduğu anlaşılan dikdörtgen şeklinde geometrik ve stilize kabartmalı taş pano yer almaktadır. Ahşap kapı kanatları dikdörtgen ve kare şeklinde ayna panolarla süslenmiştir. Caminin son cemaat yerinin yanları kapalıdır. Son  cemaat yerinin çatısı cami mekanının çatısının uzantısı şeklinde olup, daha şık kirişlerle kapatılmıştır. Devşirme postament ve sütun kaideleri üzerine dört adet ahşap sütun tavanı desteklemektedir. Sütunların taşıdığı tavan bağdadi kemerlerle çatıya birleşimi sağlamaktadır. Caminin ahşap olduğu söylenen minaresi yoktur. Mahfile son cemaat yerinde ki girişin sağında yer alan merdivenli geçit ile geçilmektedir. Ahşap mahfil ortada iki sütun ile desteklenmektedir. Mahfilin ortasında ileriye doğru çıkıntı yapan müezzin yeri belirtilmiştir.

Yuvarlak nişli mihrabı badem şeklinde mukarnaslıdır. Köşe boşluklarında sağ ve solda iki rozet ve bunları çevreleyen birer dal motifi vardır. Mihrap içerisinde sağa sola yatık dal motifleri yer almaktadır. Ahşap minberi kündekari tekniği ile yapılmıştır. Birbirine geçmeli dikdörtgen ve kare şeklinde panoların üzerine stilize bitki motifleri ve kabare süslemesi bulunmaktadır.

Vaaz kürsüsü kuzeydoğu köşede çeyrek koni şeklinde duvara bağlanmıştır.Çatı şık ahşap kirişler üzerine kamışlar döşenerek üzeri toprak ile örtülmüştür.

Kirişlerin alt yüzleri muntazam tahtalar ile kapatılmış, üzeri ince çıtalarla eşkenar dörtgen şeklinde süslenmiştir. Dışta ise çatı saçaklarını, üst sıra pencerelerin alt seviyesinden başlayan yay şeklinde ahşap payandalar desteklenmektedir. Orta sahın tavanı kare bordür içine radyal göbek ve bunun içi altıgen rozet ile süslenmiştir.

Caminin zemini dikdörtgen şeklinde 30x15 cm ebatlarındaki tuğlalarla döşenmiştir. Caminin gösterişsiz ve çok sade dış yapısına karşılık, son cemaat yeri ve içeri insanı hayrete düşürecek şekilde süslenmiştir. Duvarlar, ortadakiler geniş, yandakiler biraz dar sathi sivri kemerlerle belirtilmiş ve kemerlerin içleri değişik kompozisyonlarla süslenmiştir. Bu süslemeler arasında stilize çiçek ve dallar, mihrabın doğusunda kandilli minareleriyle bir cami, sol tarafta ise dört ayaklı masa üzerinde kesilmiş bir karpuz ve hançer şeklinde üç bıçak görülmektedir.

Duvarlardaki kemerlerin köşe boşluklarında dairevi panolarda halife, sahabi adları ile istifli yazılar vardır. Bu panoların etrafları, kökleri kemer üçgeninin alt köşesinden başlayan bahar dallarıyla çevrilmiştir. Süslemelerde zamanın etkisi ve bakımsızlık dolayısıyla yer yer dökülmeler mevcuttur. Süslemelerin renkleri; yeşil ve tonları, mavi ve tonları, koyu ve açık kahverengi, kırmızı ve siyahtır.

camide restorasyon çalışmaşları devam etmektedir.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/civril_savran_koyu_savran_sah_camii02.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/civril_savran_koyu_savran_sah_camii03.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/civril_savran_koyu_savran_sah_camii04.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/civril_savran_koyu_savran_sah_camii05.jpg
Hacı Hüseyin Camii, Minaresi ve çeşmesi:Güney İlçesi’nde bulunan cami, düz ahşap tavanla örtülü kare planlı bir yapıdır. 1867 yılında inşa edilen yapının minaresi dörtgen prizmal kaideli ve silindirik gövdelidir. Tuğla örgülü olan minare gövdesi, zikzaklarla süslenmiştir Tek şerefeli olan minarede, silindirik gövdeden şerefeye dışa taşkın silindirik silme-bilezikle geçilmiş olup, şerefenin altında dışa taşkın üçgen süslemeleri vardır. Son cemaat yerinin kapı ve pencereleri, plastik doğramadır. Caminin dış kapısı demir doğrama olup, demir korkulukları mevcuttur. Yapının son cemaat yerinde beton sütunlarla taşınan sivri kemerli bir giriş ve kemer aralarında baklava dilimli süslemeler vardır. Yuvarlak kemerli olan ve kitabesi bulunan çeşmesi ise 1188 tarihlidir.

Sait Ağa Camii :Enine dikdörtgen planlı camilerden olan yapı, düz ahşap tavanlıdır. Kiremit örtülü ve iki katlıdır. Harimi kuzey, doğu ve batı yönünde çevreleyen, ahşap direkler üzerine oturan ahşaptan bir kadınlar mahfili vardır. Mahfili taşıyan ahşap direkler ile kıble yönüne doğru gelişen nefler oluşturulmuştur. Yarım daire kesitli mihrabının yanları, sütun ve sütun başlıklarıyla hareketlendirilmiştir. Son cemaat yeri, sonradan yapılan plastik doğrama kapıyla harimden ayrılmıştır. Yine son cemaat yerindeki duvarlarda sonradan yapılan, bitkisel motifli alçı süslemeler vardır. Yapının ön cephesine bitişik denecek kadar yakın yapılan minaresi; sonradan boyanmış olup, dörtgen prizmal kaideli ve silindirik gövdelidir. Tuğla örgülü olan minare tek şerefelidir ve şerefesinde mukarnaslı süslemeler vardır. Ayrıca yapının hemen önünde tek katlı, düz çatılı, kiremit örtülü ve ön cephesi fayans kaplı tuvaletleri ve abdest alma birimleri bulunan müştemilatı yer alır.

Çarşı Camii ve Minaresi :Derinlemesine, tek bölümlü ve üzeri düz tavanla örtülü camilerden olan yapı, kırma çatılı ve kiremitle kaplıdır. Yapının ahşap tavanında sekizgen formlu ve içerisinde baklava dilimleri bulunan süslemeleri vardır. Yarım daire kesitli bir nişi bulunan mihrabın, silmeli payelere sahip çerçevesi vardır. Mihrabın batısında, ahşaptan bir minber yer alır. Harimin kuzeyinde, ahşap direkler üzerine oturan bir kadınlar mahfili mevcuttur. Yapının pencereleri dikdörtgen formlu ve ahşap doğramadır. Üst kattaki pencereler daha küçük boyutludur. Ayrıca altta yer alan pencerelerin ferforje korkulukları vardır. Harime girişi sağlayan kapı, ay-yıldız süslemeli demir doğramadır. Harime açılan kapının üzerinde yer alan 1935 tarihli ve Türkçe yazılı kitabe yapının inşa tarihi olmalıdır. Yapının hemen önünde çokgen prizmal kaideli ve silindirik gövdeli, tek şerefeli bir minare vardır. Kaidesinde yuvarlak kemerli nişleri mevcuttur.

Güney Mesten Camii ve Minaresi:Kare planlı, üzeri düz ahşap tavanla örtülü olan yapı, kırma çatılı ve kiremit kaplıdır. Son cemaat yeri demir doğrama kapı ve pencerelerle kapatılmıştır. Yarım daire kesitli bir nişe sahip olan mihrabı fayanslarla kaplanmıştır. Mihrabın batısında ahşaptan, süslemesiz bir minber yer alır. Harimin kuzeyinde ahşap direkler üzerine oturan bir kadınlar mahfili mevcuttur. Yapının pencereleri kare formlu ve demir doğramalıdır. Son cemaat yerinde asılan tabeladan, yapının 1956 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca kıble duvarında kare formlu ve küçük ebatlı demir doğramalı pencereler vardır. Yapının hemen önünde yer alan bahçe içinde, çokgen prizmal kaideli, silindirik gövdeli ve tek şerefeli minare vardır.

Güney Dere Camii:Kare planlı yapı, düz ahşap tavanla örtülü ve kırma çatı ile kaplıdır. Son cemaat yeri bulunmayan yapının ahşap direkle desteklenmiş geniş saçaklı giriş bölümü vardır. Sadece kapısı ahşap doğrama olan yapının dikdörtgen formlu pencereleri sonradan plastik doğrama ile değiştirilmiştir. Ayrıca yapıya bitişik olarak inşa edilmiş, kiremit örtülü ve demir doğrama pencereleri ile kapısı bulunan müştemilatı vardır. Çokgen prizmal kaideli, silindirik gövdeli ve tek şerefeli bir minaresi vardır. Minarenin gövdesi baklava dilimi şeklinde süslenmiştir. Şerefe altı mukarnaslarla dolgulandırılmıştır. Sonradan yenilenmiş olan caminin 1227 tarihli (1802) kitabesi vardır.

Güney Çolacık Camii:Enine dikdörtgen planlı, düz ahşap tavanla örtülü, kırma çatılı ve üzeri kiremit kaplı bir yapıdır. Bahçesinde kiremit örtülü ve ahşap doğrama kapı ve pencereleri olan müştemilatı vardır. Yapının ahşap tavanında, sekizgen tavan göbekleri içerisinde yer alan stilize bitkisel süslemeler bulunmaktadır. Dikdörtgene yakın planlı mihrabı ve süslemesiz ahşap minberi mevcuttur. Kıble yönünde bulunan kare formlu pencerelerden üst katta bulunanlar küçük boyutlu, alt kattakiler büyük boyutludur ve yuvarlak kemerli alınlıklıdırlar. Kapısı sonradan plastik doğramayla değiştirilmiştir. Son cemaat yeri ahşap direkler üzerine oturan yuvarlak kemerlerle sonlandırılmıştır. Dörtgen prizmal kaideli ve silindirik gövdeli minaresi tuğla örgülü olup, çift şerefelidir. Cami 1958 yılında yapılmıştır.

Sultan Murat Camii:Denizli’nin 20 km doğusundaki Honaz ilçesindedir. Bugünkü yerleşim merkezinin dışında olan yapı oldukça harap durumdadır. XV. yüzyılda Osmanlı Sultanı II Murat tarafından inşa ettirildiği kabul edilmektedir. Duvarlarının büyük bölümü ve örtüsü yıkılmıştır. Güney-kuzey doğrultuda eğimli bir arazi üzerinde yer alan cami, bugünkü şekliyle kare planlı bir harimden ibarettir. Harimin kuzey-batı köşesindeki tromp ve kubbe yuvarlağından bugüne ulaşabilen bölüm, üst örtünün kubbe olduğunu göstermektedir. İnşa malzemesi olarak duvarlarda kabayonu taş, moloz taş ve tuğla, tromplarda tuğla, kasnakta ve kubbede ise dönüşümlü olarak yerleştirilmiş kabayonu taş ve tuğla kullanılmıştır. Harim bugün moloz yığınlarıyla doludur. Özellikle kuzey-batı köşedeki duvarlarda kalan izlerden duvarların sıvalı ve beyaz badana olduğu anlşılmaktadır. Güney duvarının ortasında yer alan mihrap kabayonu taşla inşa edilmiştir. Beşgen kesitli mihrap nişi sivri kemer şekilli bir kavsara ile örtülüdür.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/honaz_sultan_murat_camii_02.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/honaz_sultan_murat_camii_06.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/honaz_sultan_murat_camii_10.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/honaz_sultan_murat_camii_12.jpg
Cevherpaşa Camii:Denizli-Muğla karayolu güzergahındaki Tabae Ören Yeri içinde bulunan Cevher Paşa Camii, dikdörtgen planlı bir yapıdır. Kuzeyinde son cemaat yeri, kuzeybatı köşesinde minaresi yer almaktadır. Harimin doğu ve batı duvarında dörder, güney ve kuzey duvarlarında ikişer pencere vardır. Dikdörtgen formlu pencerelerin kesme taştan söve ve atkı taşları  ile sivri kemerli alınlıkları bulunmaktadır. Son cemaat yerinin kuzey batısına bitişik minarenin kürsü kısmı yüksek tutularak caminin çatı seviyesine getirilmiştir. Kesme taşla kaplı minarenin birinci şerefesinin üzerindeki petek kısmından yukarısı eski yıllarda yıkılmış olduğundan üzeri metal külahla örtülerek bodur bir minare görünümü kazandırılmıştır. Caminin harimi dörder adet ahşap iki sütun sırasıyla üç sahına ayrılmıştır. Sütunlar, ahşap kompozit başlıklara sahiptir.
http://www.pamukkale.gov.tr/resimler/cehherpasa/kale_cehherpasa_cami_1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/resimler/cehherpasa/kale_cehherpasa_cami_2.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/resimler/cehherpasa/kale_cehherpasa_cami_3.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/resimler/cehherpasa/kale_cehherpasa_cami_4.jpg
http://www.pamukkale.gov.tr/resimler/cehherpasa/kale_cehherpasa_cami_5.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/resimler/cehherpasa/kale_cehherpasa_cami_6.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/resimler/cehherpasa/kale_cehherpasa_cami_7.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/resimler/cehherpasa/kale_cehherpasa_cami_8.jpg
http://www.pamukkale.gov.tr/resimler/cehherpasa/kale_cehherpasa_cami_9.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/resimler/cehherpasa/kale_cehherpasa_cami_10.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/resimler/cehherpasa/kale_cehherpasa_cami_11.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/resimler/cehherpasa/kale_cehherpasa_cami_112.jpg
Harimin kuzey bölümünde altı adet ahşap sütunun taşıdığı kadınlar mahfili yer alır. Bu sütunlar da harimin diğer sütunları gibi dekore edilmiştir. Mihrap yarım daire kesitli bir niş ve çeyrek küre şekilli bir kavsaradan oluşmaktadır. Niş içinde bir perde motifi ve ortada mizan terazisi motifi yer almaktadır. Mihrabın üzerinde bitkisel motifli üçgen bir tepelik oluşturulmuştur. Harim duvarları, boya ile meydana getirilmiş kare ve daire şekilli panolarla süslenmiştir. Panoların içleri, bitkisel geometrik desenler ve yazılarla doldurulmuştur. Son cemaat yerinde altı adet ahşap sütun yer alır. Sonradan dışa karşı kapatılmıştır. Son cemaat yerinin iki tarafından ahşap merdivenle mahfile geçiş sağlanır. Son cemaat yerinden harime yuvarlak kemerli bir giriş kapısından geçilir. Kapının üzerindeki yazı bandında Hicri 1235 tarihi okunmaktadır. Yapının üzeri kırma çatıyla örtülü olup Marsilya kremidi ile kaplanmıştır. Orijinal örtüsü düz dam örtü olmasına rağmen daha sonraki yıllarda kırma çatı yapılarak yapının korunması sağlanmıştır.  Osmanlı döneminde 19 yy. batılılaşma sürecinde yapılan ahşap destekli kalem işi süslemeli camilerden olan Cevher Paşa Camii, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce 2006 yılında restore edilerek tekrar kullanıma açılmıştır.
Aydoğdu Köyü Camii :Tavas İlçesi, Aydoğdu Köyü’nde bulunan cami; ahşap hatıllı, moloz taş örgü ile örülmüştür. Kare planlı, altı ahşap direkle dışa açılan son cemaat yeri mevcuttur. Cami içte de altı ahşap direkle sahınlara ayrılmıştır. Caminin iç duvarları ve son cemaat yeri duvarları stilize bitki, cami, perde motifleri ve madalyonlar içinde eski yazılarla süslenmiştir. Caminin kapısı yalancı kündekari tekniği ile yapılmış, oldukça sağlam olarak günümüze gelebilmiştir.
    Kapının üzerinde bulunan, kitabesi olması muhtemel yazı sıvanmış, ancak okunabilen kısmında; “ Sahibil hayratı Abaslı Süleyman oğlu. ” yazmaktadır. Zamanla cami, üst katta kadınlar mahfilinin hizasından ahşap hatıllarla ikiye bölünmüş ve üst kısım kullanılmamaya başlamıştır. Duvar süslemeleri ve planı açısından önemli olan cami, bir yangın geçirmiştir.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/tavas_aydogdu_camii1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/tavas_aydogdu_camii2.jpg
Avdan Köyü Eski Camii:Tavas İlçesi, Avdan Köyü’nde bulunan Avdan Eski Camii, kare planlı, ahşap destekli-ahşap tavanlı, alaturka kiremitli bir camidir. Caminin yanındaki hazirede, cami girişinin sağında merdivenle inilen bir türbe bulunmaktadır. Kubbe ile örtülü türbede bir sanduka vardır. . Kubbenin ortasında bir sarık motifi yer alır. Cami ve türbenin dış duvarlarında bol miktarda devşirme malzeme kullanılmıştır. Ayrıca bahçedeki hazirede eski mezar taşları yer almaktadır. Cami ve türbe ile yeni yapılan cami aynı bahçe içindedir. Eski cami şu anda kullanılmamaktadır. Türbe halen ziyarete açıktır.
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/tavas_avdan_eski_camii.jpg
Solmaz Kasabası Çarşı Camii ve Haziresi:Tavas İlçesi, Solmaz Kasabası’nda bulunan cami; kare planlı, düz ahşap tavanla örtülü kırma çatı ile kaplı bir yapıdır. Minaresi tuğladandır. Mihrabı ve işlemeli tavan göbeği ile döneminin özelliklerini yansıtan bir camidir. Harimde ahşap ayakların taşıdığı kemerler üzerinde kadınlar mahfili yer almaktadır. Pencereleri dikdörtgen formludur. Zaman içinde bazıları alüminyum doğrama ile değiştirilmiştir. Bahçesinde yer alan hazirede 1242 ve 1244 tarihli iki eski mezar bulunmaktadır. Ayrıca cami bahçesinde yer yer devşirme taşlar görülmüştür.

Dedeli Camii:Tavas İlçesi, Orta Mahalle’de bulunan cami, kare planlı ve tek katlı bir yapıdır. İçerisinde ahşap sütunlarla taşınan kadınlar mahfili vardır. Sütunlar arası geçiş bağdadi kemerlerle sağlanmıştır. Harimin tavanında kalem işi süslemelere sahip bir göbek bulunmaktadır. Alçıdan, süslemeli bir mihrabı vardır. Harim duvarları kalem işi süslemelidir. Yapı günümüze çeşitli onarımlar geçirerek ulaşmıştır.

Kızılcabölük Dere Camii : 
Kızılcabölük Kasabası, Yukarı Mahalle, Köyiçi Mevkii’nde bulunan cami, kare planlı, düz ahşap tavanla örtülü, kiremit kaplı bir yapıdır. Güney, kuzey ve doğu cephelerinde iki sıra halinde, batıda ise tek sıra olarak yerleştirilmiş, dikdörtgen şekilli, ahşap doğramalı pencerelerle aydınlanmaktadır. Yapının çatısı dışa taşarak geniş saçaklar oluşturmuştur. Bu saçaklar ahşap kaplamadır. Son cemaat yeri sonradan örülerek kapatılmıştır. Bahçe içindeki yapının kuzey cephesi avluya bakmaktadır. Diğer cephelerden yol geçmektedir. Bahçe içinde tek katlı geleneksel nitelikte inşa edilmiş bir yapı mevcuttur.
Harime son cemaat içindeki ahşap iki kanatlı kapıdan girilmektedir. Ahşap kapı kanatları, içleri işli dikdörtgen panolardan oluşmuştur. Ahşap kadınlar mahfili ahşap ayaklar ile taşınmaktadır. Ayaklar birbirine kemerler ile bağlanmaktadır. Yığma tarzda inşa edilen yapı, içten ve dıştan sıvalıdır. Kuzey cephede alt sıradaki pencereler içten basık kemerlidir. Yeni inşa edilmiş olan minare taştandır ve camiye göre oldukça yüksektir. Silindirik gövdeli minarenin şerefe altı süslüdür. Konik bir külahla örtülüdür.

Sofular Köyü Camii:
Tavas İlçesi, Sofular Köyü Camii tek mekanlı ahşap tavanlı bir yapıdır. Altı sütunla taşınan bir son cemaat yeri mevcuttur. Ahşap tavanda ortada aynalı ve iç içe geçme yıldız motifi oluşturulmuştur. Duvarlarda eski yazı rozetler, mihrapta ise perde motifi yer almaktadır. Malzeme olarak kerpiç ve taş örgü kullanılarak üzeri sıvanmıştır. 

Çarşı Camii:
Tavas İlçesi, Orta Mahalle, Basmacılar Sokak’ta bulunan caminin güney ve batı cepheleri sokağa, doğu ve kuzey cepheleri avluya açılır. Kuzey cephe ortasındaki yarım daire kesitli muhrabiyenin iki yanında yer alan iki dikdörtgen kapıdan camiye girilir. Kareye yakın dikdörtgen planlı iç mekan, göbekli ahşap bir tavan ile örtülüdür. Cephelere iki sıra halinde açılan pencerelerden alt sıradakiler yuvarlak kemerli, üst sıradakiler dikdörtgen şekillidir. Kuzeyde sepet kulplu kemerlerle birbirine bağlanan dokuz ahşap sütunun taşıdığı kadınlar mahfili yer alır. Güney duvarı ortasında yer alan yarım daire nişli mihrabın tepeliğine bitkisel kabartma motifler işlenmiştir. Kuzeybatı köşede yer alan kare kaideli, silindirik gövdeli taş minarenin kapısı üzerinde 1277 H. (1860 M.) tarihli üç satırlık taş kitabe bulunur. 

Ovacık Köyü Çarşı Camii :
Denizli İli, Tavas İlçesi, Ovacık Köyü’nde yer alan cami, dikdörtgen planlı, kırma çatılı olup, duvarları moloz taş çamur harcı ile örülmüş, üzeri çamur + saman karışımı harçla sıvanmıştır. Ahşap tavanı onarılarak yenilenmiştir. Kuzeyinde ahşap direklere oturan Bursa kemerlerle birbirine bağlı son cemaat yeri yer almaktadır. Yapıyı tüm cephelerde geniş bir ahşap saçak çevrelemektedir. Yapıdaki pencereler basit dikdörtgen açıklıklar şeklindedir. Ön cephenin solunda taş malzeme ile inşa edilmiş minare yer almaktadır.

Horasanlı Köyü Camii:
 Denizli İli, Tavas İlçesi, Horasanlı Köyü, Köyiçi Mevkii’nde bulunan cami, kare planlı, düz ahşap tavanlı, dört yöne eğimli kırma çatıyla örtülü bir yapıdır. Güney duvarında yer alan mihrap basit olmasına karşın boyut ve görünüşü ile yöresel mimari özellikler taşımaktadır. Harimin altına yerleştirilen yola cepheli, yan yana sıralanan dükkanları, bu tip yöresel eserlerde nadir rastlanan bir mimari tasarım olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüm doğramaları ahşap olan yapının son cemaat yeri oldukça sadedir ve sonradan ilave edilmiştir. Yapının minaresi çokgen kaideli, pabucu bilezikli,  silindirik gövdeli ve tek şerefelidir. 

Nikfer Hasan Feyzi Efendi Camii:
Kare planlı yapının, taşıyıcı unsurları ve saçakları kagir olarak inşa edilmiştir. Türbe ile camii aynı çatı altındadır. Dış cephelerdeki pencerelerin dış kenar süsleri cami ve türbenin iç kapıları ile son cemaat yerinde alt ve üst katta görülen kemerli geçişler orijinal yapıya ait kısımlardır. Şimdiki örtüsü semerdan şeklinde, Marsilya tipi kiremitle örtülüdür. Tavan düz ahşap olarak yapılmıştır.
    Cami bugünkü kitabesinden anlaşıldığına göre 1872 yılında inşa edilmiştir. Tüm taşıyıcı unsurları ile saçak kısımları kagir olarak yapıldığı sonradan sıva ile kaplandığı anlaşılmıştır. Kare planlı olan yapının bünyesi içinde cami ve türbe bulunmaktadır. 

Hırka Köyü Camii:
Tavas–Kale karayolunun 17. kilometresinde, yolun 1 km güneyindeki Hırka köyündedir. Üzeri kubbe ile örtülü kare planlı bir harim,harimin kuzeyindeki son cemaat yeri kuzey-batı köşesindeki minareden oluşmaktadır.İnşa malzemesi olarak, duvarlarda kabayontu taş, moloz taş ve yer yer kesme taş, pencerelerin atkı taşlarıyla sövelerinde ve harimin giriş açıklığında mermer kullanılmıştır. Duvarlar kısmen sıvalıdır. Doğu ve batı cephelerinde altta üç, üstte iki, güney cephesinde ise altta ve üstte ikişer, pencereden oluşan bir düzenleme görülmektedir. Üst sıra pencereleri cephelerin ortalarına açılmış, bunların iki yanına birer sağır pencere yerleştirilmiştir. Alt sıra pencereleri düz atkı taşlı ve dikdörtgen şekillidir.Atkı taşlı ve söveleri devşirme mermerden yapılmıştır. Harimi örten kubbe sekizgen bir kasnağa sahiptir. Kasnağın her kenarının ortasında, sivri kemerle örtülü birer sağır pencere yer almaktadır. Harimin kuzeybatı köşesindeki minare, kare kesitli bir kürsü üzerinde yükselen silindirik bir gövdeden oluşmaktadır. Kürsü kısmının serbest iki köşesinde kesme taş, diğer kesimlerinde kaba yontu taş kullanılmıştır. Gövde ve yukarısı tamamen kesme taşla inşa edilmiştir.
    Arazideki meyil nedeniyle son cemaat yerine altı basamaklı bir merdivenle ulaşılmaktadır. Ahşaptan yapılmış açıklığın önünde dört ahşap destek üzerine oturan ahşap çatılı bir sundurma yer almaktadır. Giriş açıklığının üzeri yuvarlak kemerle örtülüdür. Doğu-batı yönünde uzanan iki sahın halinde düzenlenmiş olan son cemaat yeri, düz ahşap bir tavanla örtülüdür. Yakın bir tarihte yenilenmiş olan ahşap tavanı yirmi iki ahşap destek taşımaktadır. Kuzey cephesi simetrik bir düzene sahiptir. Ortadaki giriş açıklığının iki yanında birer dış mihrap ve birer pencere açıklığı yer alır. Dış mihraplar, mukarnaslı kavsara ile örtülü yarım daire kesitli birer nişten oluşmaktadır. Pencereler ise düz atkı taşlı ve dikdörtgen açıklıklar şeklindedir. Cephenin üst kesiminde, ilk inşaattaki son cemaat yerine ait oldukları anlaşılan dört konsol görülmektedir. Böylece ilk inşaattaki son cemaat yerinin üç birimden oluştuğu saptanabilmektedir. Ancak, örtü şeklini saptamaya yarayacak herhangi bir izi yoktur.
    Cephenin ortasında harime girişi sağlayan açıklık yer alır. Yuvarlak kemerli giriş açıklığı, karnı testere şeklinde düzenlenmiş üç dilimli kemer şeklinde bir çökertme içine alınmıştır. Giriş açıklığını örten yuvarlak kemerin üstünde, üç ayrı kartuş içine boya ile yazılmış altı satırlık bir kitabe görülmektedir. Arimin duvarları sıvalıdır. Pencere alınlıklarında ve kubbe göbeğinde yakın tarihlerde yapılmış alçı ve kalem işi süslemeler bulunmaktadır. Harimin kuzeyinde kadınlar mahfili yer alır. Mahfil betonarme olarak yakın bir tarihte yenilenmiştir. Güney duvarının ortasında yer alan mihrap, mukarnaslı kavsara ile örtülü yarım daire kesitli bir niş şeklindedir. Kavsarayı örten yuvarlak kemerin içi istiridye kabuğu şeklinde yivlenmiştir. Kavsaranın üst kesiminde iki selvi ağacı arasına alınmış bir âlem’den oluşan basit bir süslemeye yer verilmiştir. Mihrap dirilnişi içbükey kavisli bir silme ile belirlenen dikdörtgen bir çerçeve içine alınmıştır. Mihrap kesme bir taşla inşa edilmiştir.Minber mermerden yapılmıştır ve sonradan yağlıboya ile boyanmıştır. Kare gövdeden kubbeye geçiş iri tromplarla sağlanmıştır. Tromplar istiridye kabuğu şeklinde yivlendirilmiştir.
    Son cemaat yeri alınlığı üzerinde ahşaptan oyulmuş barok karakterli bitkisel süslemeler yer almaktadır. Süslemelerin arasında dinsel içerikli yazılar da bulunmaktadır. Harimin girişinin sövelerinde, üç dilimli çökertme kemerinin yüzeyinde, sütun başlıklarında ve dikdörtgen pervazlar üzerinde barok karakterli çeşitli bitkisel süsleme örnekleri görülmektedir. Minber girişini örten yuvarlak kemerin köşelerinde, şerefe kısmının kemer köşelerinde ve şerefe altı kısmında iri birer gül bezek yer almaktadır.
    Yapıda biri harem girişinde, diğer son cemaat yeri girişinde olmak üzere iki kitabe bulunmaktadır. Bunların yanı sıra, yapıya ait olup olmadığını bilemediğimiz, ancak köylülerce son cemaat yerinde bulunduğu ifade edilen ve bugün yapının kuzey batısındaki dış avlu duvarına yerleştirilmiş olan üçüncü bir kitabe vardır. Harimin girişinin üstünde yer alan altı satırlık Osmanlıca kitabe boya ile yazılmıştır. Lütfi adlı bir kişi tarafından yazıldığı anlaşılan kitabede, yapının inşa tarihi ya da inşa ettiren kişi hakkında bilgi verilmemiştir. Ayrıca böyle özenle hazırlanmış mermer bir levha üzerindeki kitabenin boya ile yazılmış olması, bir inşa kitabesi olmadığı izlenimi uyandırmaktadır.Son cemaat girişindeki kitabe, yalnızca “sene 77” yazısının okunduğu bir tarih kitabesidir. Sadece son iki rakamının verilmiş olması, bu tarihin 1077, 1177 ya da 1277 yıllarından birisi olabileceğini düşündürmektedir. Şeklini ve girişi üzerindeki süslemeleri dikkate aldığımızda, bugünkü son cemaat yerinin inşası için 1077/1666–67 ya da 117/1763–64 tarihlere uygun görülmektedir. Bu nedenle söz konusu tarihin 1277/1860–61 olduğunu kabul etmek yerinde olacaktır. Köylülerce yapının son cemaat yerinde bulunduğu ifade edilen ve bu gün dış avlu duvarına yerleştirilmiş olan diğer kitabe, ait olduğu yapının türü ve yaptıranın adı geçmektedir. 1255/1839–40 tarihi, incelemiş olduğumuz cami için uygun bir tarihtir. Ancak, böyle bir kitabe için camide uygun bir yer bulunmamaktadır.Yapıdaki Barok karakterli süslemelerin benzerlerinin batı Anadolu’da XVIII. Yüzyıl ortalarından itibaren görülmesini ve bugünkü son cemaat yerinin 1860–61 tarihinde inşa edilmiş olmasını dikkate alarak, yapının XVIII. yy. ortalarından XIX. yy. ortalarına uzanan bir zaman diliminde inşa edildiğini kabul edebiliriz (Çakmak 1991).
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/tavas_hirka_cami1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/tavas_hirka_cami14.jpg
Hükümetönü Camii: Sarayköy İlçesi’nde bulunan cami, uzunlamasına dikdörtgen planlı bir harim, sundurma şeklinde ahşap tavanlı son cemaat yeri ve kuzeybatı köşede yer alan minareden meydana gelmiştir. Küçük bir avlu içinde yer alan caminin güney ve batı cepheleri sokağa, kuzey ve doğu cepheleri avluya açılmaktadır.
    Kuzey cephe ortasında yer alan dikdörtgen kapıdan harime girilmektedir. Kuzey-güney yönünde dikdörtgen planlı harim, içten düz ahşap tavan, dıştan kiremit kaplı kırma çatı ile örtülmüştür. Mekan; doğu, batı ve ve güney duvarlarda açılmış yuvarlak kemerli, dikdörtgen formlu dokuz pencere ile aydınlanmaktadır. Güney duvarında, yarım daire kesitli, çeyrek küre kavsaralı mihrap nişi yer almaktadır. Mihrap, yanlardan akantus yapraklı sütuncelerle çevrelenmiş, üstte yarım daire tepelikle sonuçlanmıştır. Mihrap nişine, iki yana açılmış perde
motifi, alınlık kısmına kartuş içinde Allah, tepelik kısmına ise 1323 H. Tarihi kalem işi olarak işlenmiştir. Güneybatı köşede ahşap minber yer almaktadır.
Kuzeyde yer alan son cemaat yeri, onarımlar sırasında kısmen kapatılarak oda haline getirilmiştir. Üzeri ahşap çatı ile örtülüdür. Kuzeybatı köşede yer alan minare, kübik bir kaide ile başlamaktadır. Kaidenin doğu cephesinde minareye çıkış kapısı açılmış, üzerine beş satırlık inşa kitabesi yerleştirilmiştir. Metin kısmı net olarak okunamayan kitabenin sonunda 1234 H./ 1906 M. tarihi yer almaktadır. Minare silindirik gövdeli olup, pahlanarak genişleyen şerefe altı, demir parmaklıklı şerefe korkuluklarından sonra silindirik petek ve konik külah ile sonuçlanmaktadır.
    Yapıda malzeme olarak, beden duvarlarında moloz taş yığma tekniğinde kullanılmış, duvarlar içten ve dıştan sıvanmıştır. Minare kaidesinde kesme taş, gövdede ise tuğla kullanıldığı gözlemlenmektedir. Harim ve son cemaat yeri örtü sistemlerinde ise ahşap malzeme karşımıza çıkmaktadır.

Medreseler :İlin kültür hayatını etkileyen medreselerden, günümüze intikal eden kalmamıştır. Ancak il merkezi Pelitlibağ mahallesindeki, Musa Efendi ve Hadimi Ahmet Efendi Medreseleri ile Musa Mahallesindeki Şirvanlı Şeyh Medresesi, en çok sözü edilenler arasındadır. Halen Acıpayam-Yatağan Kasabasında eski bir medrese kalıntısı ayakta durmaktadır.

Kale Tabea Yalnız Minare :
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/kale_tabea_yakniz_minare_03.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/kale_tabea_yakniz_minare_04.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/kale_tabea_yakniz_minare_08.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/kale_tabea_yakniz_minare_12.jpg
Baklan Tekke Camii:
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/baklan_tekke_camii.jpg
Denizli Ulu Camii:
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/denizli_ulu_camii_1.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/denizli_ulu_camii_2.jpg
Denizli Delikçınar Yeni Cami:
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/delikcinar_yeni_cami.jpg
Denizli Fatih Camisi :
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/denizli_fatih_camii.jpg
Kayalık Camii:
http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/denizli_kayalik_camii_01.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/denizli_kayalik_camii_06.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/denizli_kayalik_camii_09.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/denizli_kayalik_camii_10.jpghttp://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/denizli_kayalik_camii_08.jpg http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/denizli_kayalik_camii_11.jpg

Eumania Tek Minare:

http://www.pamukkale.gov.tr/galeri2009/camiler/thumbnails/eumania_tek_minare_camii.jpg


-Efsaneler

PAMUKKALE EFSANESİ:Oduncu güzelinin öyküsünü yüzlerce yıldır insanlar anlatırmış. Ben de geleneği bozmayayım. Çok çok eskiden Çökelez Dağı eteklerinde yaşayan, fakir oduncu bir aile varmış. Bu ailenin kızı, o kadar çirkinmiş ki erkek çocuk anneleri onu görünce yollarını değiştiriyormuş. Fakirliği,genç kızın umurunda bile değilmiş ama çirkinliği canına tak etmiş. Çökelez Dağının eteklerinden kendini boşluğa bırakmış.

Su ve tortu dolu havuza hızla düşmüş.Burada uzun süre suların içinde baygın kalmış. O esnada bu su o çirkin kızı güzelliğe boğmuş.Oradan geçmekte olan Denizli Beyinin oğlu, kanlar içinde güzel kızı görmüş. Atına oduncu kızı alıp evine götürmüş. Kız iyileşmiş ve evlenmişler. O günden sonra kadınlar güzelleşmek için bu ılıcaları ziyaret etmeye başlamış. O gün bu gündür güzelleşmek isteyen tüm kadınlar bu suyun içine atarlar kendilerini. 
GELİN DİLEK TUTMA TAŞI : 
Geçmiş bir zamanda güzeller güzeli geç bir kız, gönlünü köyün çobanına kaptırmış. Ama talihsizliktir ki köyün beyinin oğlunun da kızda gözü vardır. Bir gün evlilik hazırlıklarında olan kız atla nişanlısı olan çobana yemek götürürken yolda arkasındaki beyin oğlunun atıyla ona doğru geldiğini görür. Kız başına gelecekleri anlamıştır. Kendini çobandan başka birine yar etmemek için tanrıdan ona yardım etmesi için dua eder ve " Tanrım taş olayım ama beni bu beyoğluna yar etmedirder. O arada kızın duası kabul olur ve oracıkta atı ile birlikte taşa dönüşürler.
O günden bu yana yeni gönlünün muradına eren gelinler bu kayaya gelerek evlilik yaşantılarında mutlu olmak için buraya gelerek tanrıdan dilekte bulunurlar. Bu gün bile genç kızlar Karahayıt kasabasında bulunan bu kayaya gelip ziyaret ederler.
Tiyatro Frizlerinde İşlenen Mitolojik Konular

APOLLON-MARSYAS GRUBU
Eserin orjinali Helenistik dönemde yapılmıştır. Roma dönemine ait Marsyas repliklerinden de anlaşılacağı gibi, bu iki eserin bir grup olarak yapıldığı bugün kesin olarak saptanmıştır. Kabartmada Marsyas’ın karşısında ise bir İskitli diz çökmüş, büyük bir taş üzerinde bıçağını bilemektedir. Bu sırada da başını kaldırıp karşısında duran Marsyas’a bakmaktadır. Bu olayı arkadan Tanrı Apollon izlemektedir.

Mitolojiye göre; Marsyas Tanrı Apollon ile müzik yarışmasına girme cüreti gösterir. Yarışta en iyi müziği Apollon yapmış ve Marsyas’ı yenmiştir. Neticede Tanrı Apollon ile müzik yarışmasına girme gibi ölçüsüz davranışlarından dolayı Marsyas’ın derisi yüzülecektir.

Bu görev için bir İskitli bulunur. Eserin orjinali M.Ö. 3. yüzyılda yapılmıştır. Kabartmanın devamında Apollon’a Marsyas’ı yendikten sonra (Delphinios) defne ile iki Nimphe tarafından tacı giydirilir. Apollon elinde zafer palmiyesi tutmakta, şerefe içki içerek olayı ve başarısını kutlamaktadır.

APOLLON VE ARTEMİS’İN DOĞUŞUApollon ve Artemis, Leto ile Zeus’un çocuklarıdır. Bu iki tanrı daha çok Anadolu kökenli oldukları için Anadolu’da tapınım görmüşlerdir. Apollon ve Artemis, Truva Savaşları’nda da Anadolu tarafını tutmuşlardır.

Mitolojiye göre Zeus’tan gebe kalan Leto, Zeus’un karısı Hera’dan korktuğu için Apollon’u Delos Adası’nda doğurur. Yaygın olan mitolojiye göre Leto Artemis’i İzmir yakınlarındaki Klaros’ta doğurmuş ve orada saklamıştır. Onun için Artemis Efes’te baş tanrıça olarak tapınım görmüştür. Apollon’un ise Likya Bölgesi’nde Patara’da doğduğu ve büyüdüğü daha yaygındır. Kabartmada Leto, Apollon’u doğurmak için yatağa uzanmıştır.

Hizmetçiler doğum için yardım etmektedirler. Artemis’in doğumunda ise genç kızlar (Horai) ellerinde lavanta çiçekleri ve afyon kozaları ile kutsal doğum olayını izlemektedirler.

NİOBİDLER EFSANESİ
Niobe efsanesi Anadolu’ya özgüdür. Niobe babasının kral olduğu Sipylos (Manisa) Dağı yöresinde doğmuştur. Tanrıça Leto ile birlikte büyümüş, onunla arkadaşlık etmiştir. Thebai Kralı Amphion ile evlenmiş altı kız, altı erkek olmak üzere oniki çocuk doğurmuştur.

Efsane, Niobe’nin çok çocuklu olmasından kaynaklanır. Niobe kendisini tanrıça Leto ile bir tutmuş, tanrıçanın iki çocuğu var bende ise bir düzine diye gururlanmıştır. Anneleri Leton’un olaya çok üzüldüğünü gören Apollon ve Artemis Niobe’ye çok kızmışlar, oklarıyla Niobe’nin tüm çocuklarını öldürmüşlerdir. Çocuklarını kaybetmenin üzüntüsü ile Niobe taş kesilmiştir.

Efsane Manisa yöresinde bugün hala yaşamaktadır. Burada kadın yüzü şeklinde bir kaya vardır ve göz şeklindeki iki oyuğundan sular sızmaktadır.

HERAKLES-ANTAİOS MÜCADELESİ
Antaios denizler tanrısı Posedion ve toprak ana Garia’dan doğma bir devdir. Antaios Makedonya’daki Devler Savaşı’na katılmıştır.Mitolojiye göre Antaios’u yere sermek olanaksızdır. Her yere düştüğünde toprak ana Garia’dan güç alarak doğrulur ve kalkar. Herakles bu yüzden Antaios’u tutup sırtlar, başka bir ülkeye götürerek öldürür.

HADES’İN PERSEPHONE’Yİ KAÇIRMASI

Persephone, Zeus ile Demeter’in kızıdır. Mitolojiye göre Persephone bir gün kırlarda çiçek toplarken, aniden toprak yarılır. Abrasıyla çıkan Tanrı Hades kızı yakalayıp yeraltına kaçırır. Demeter kızı Persephone’yi her yerde arar ama bulamaz. Sonunda her şeyi gören Güneş Tanrısı Helios, Persephone’nin bulunduğu yeri Demeter’e gösterir.Yeraltına kaçırılan Persephone yüzünden kıtlıklar başlamış, toprağın bereketi kalmamış, mevsimler hep kış olmuştur.

Persephone, Hades’in kendisine verdiği nar meyvesini yemiş ve büyü ile tanrıya bağlanmıştır. Bu olay üzerine Baş Tanrı Zeus araya girerek yılın yarısını, yani çiçek açma ve meyve zamanlarında yer üstünde Demeter’in yanında kalmasını sağlamıştır.Persephone yılın diğer yarısını ise kocası Hades’in yanında geçirecektir. Mevsimlerin oluşması ile Hades’in Persephone’yi kaçırması arasında bu mitoloji ile bağlantı kurulmuştur.


SPOR VE TURİZM

-Yamaç Paraşütü
Yamaç Paraşütü
   Honaz Dağı'nın geniş bir ovada tek başına 2500 metre civarında yükseltisi olması önemli bir coğrafi özelliktir. Bu özelliği nedeniyle Paraşüt, Delta (Yelken), Kanat, Yamaç Paraşütü gibi sporlar için çok uygundur. 1997 yılında dünyada ilk kez yapılmış olan 1. Dünya Hava Oyunları Honaz Dağı ve Çökelez Dağı eteklerinde Pamukkale ören yerinde gerçekleştirilmiştir. Halen bu yörelerde yamaç paraşütü yapılabilmektedir.

Yamaç Paraşütü Parkutları

1 - Çökelez Dağı Pamukkale Ören Yeri
2 - Honaz Dağı Serinhisar İlçesi

-Bisiklet Turları ve Dağ Yürüyüşü

BİSİKLET PARKURLARI 1-Pamukkale ÖrenYeri-Karahayıt-Haytabey-   Uzunpınar-Kurtluca-Güzelpınar-Irlıganlı- Korucuk Kavşağı-Pamukkale Kasabası
2 - Pamukkale Ören Yeri-Develi Köyü-Yukarı şamlı-Aşağı şamlı-Duacılı-Sığma-Ada-Çeşmebaşı- Kavakbaşı-Pamukkale Kasabası
3-Denizli-Karakurt-Ovacık-Karateke-Honaz-Dereçiftlik-Kaklık-Kocabaş-BaklanÇakırlar-Kapandamları-Güzelpınar-Kurtluca- Pamukkale Ören Yeri
4-Denizli-Bereketli-Hallaçlar-Göveçlik-Altındere-Molla Ahmetler-Kelleci-Bekirler-Duacılı-     Kumkısık-Denizli
5-Sarayköy-Köprübaşı-Tosunlar-Yenicekent-Mahmutlu-Ahmetli-Ada-Sığma-Sarayköy
 

Dağ YürüyüşüHonaz Dağı, Babadağ, Beşparmak Dağı (Baklan),  Kartal Gölü Tabiatı koruma Alanı yürüyüş için uygun alanlardır. 

Dağcılık Parkurları

1 - Buldan Kestane Deresi - Buldan Süleymanlı Yaylası
2 - Denizli Cankurtaran Gençlik Spor Kampı - Honaz Dağı
3 - Denizli Çamlık - Kızılcabölük
4 - Babadağ ılçesi - Babadağ
5 - Honaz Yaylası - Honaz Dağı
6 - Çardak Çambaşı Yaylaları - Karagöl
7 - Yatağan Yaylası - Kocapınar Yaylası
8 - Beyağaç Eşenler Göleti - Kartal Gölü
9 - Topuklu Yaylası - Kartal Gölü
Trekking Parkurları
1 - Karcı Dağı ve Babadağ Yaylaları
2 - Cankurtaran Çamlığı ve Honaz Dağı
3 - Çardak Çambaşı - Karagöl Çamlığı
4 - Denizli Çamlık -  Kızılcabölük
5 - Denizli Babadağ -  Cankurtaran Honaz Dağı
      

-Olta Balıkçılığı ve Av Turizmi

Sportif Amaçlı Olta Balıkçılığı
    Çivril ilçesinde bulunan Işıklı Gölü 'nün suları tatlıdır ve içinde tatlı su balığı bulunur.
    Ayrıca; Büyük Menderes Nehri, Adı Güzel Barajı, Kartal Gölü ve Dalaman Çayı'nda çeşitli türden balıklar bulunması sebebiyle Spor Amaçlı Olta Balıkçılığı'na elverişli sulardır.  
 


Av Turizmi
    Denizli ilinde kara ve deniz avcılığına uygun çeşitli alanlar bulunmaktadır. Hayvanların üreme dönemlerinde kanunda belirtilen kısıtlamalar dışında, nesli tükenmekte olan hayvanların avlanması yasaktır.
  
    Denizli ilinin Çivril ve Baklan Ovaları bıldırcın avı için uygun yerlerdir. Bağ-bahçe bozumundan sonra Buldan Yenice Bölgesi'nde de av yapılabilmektedir. Büyük Menderes Havzası'nda anızların bol olduğu bölgelerde üveyik bulunmaktadır.
    Yasak bölgeler ve kısıtlamalar dışında, ilin tüm dağlarında bulunan keklik ve tavşan avlanabilmektedir.
    Denizli'de akarsuların çevrelerinde ve bunlara yakın arazilerde çulluk kuşu bulunur.
    Denizli ili ördek, kaz ve benzeri avlar için fakirdir. Denizli'deki tek avlak olan Çivril Işıklı ve Gökgöl bölgeleri, ava kapatılmış sahalar olup, koruma altına alınmıştır. Yalnızca şiddetli kış günleri Menderes ve diğer akarsularda az miktarda av yapılabilir.
   Denizli ilinde Merkez Av Komisyonu Kararı'nca belirlenmiş av koruma ve üretme sahaları ile Av Yerleştirme Sahaları bulunmaktadır. 
   Çivril ilçesi Akdağ'da Geyik Koruma ve Üretme Sahası bulunmaktadır. Aynı zamanda bu dağ Yaban Hayatı Koruma Alanı olarak belirlenmiştir. Bu alan Akdağ'ın kuzey yamaçlarını kaplayan karaçam ormanlarındaki 15.300 ha.lık alandır. 1970 yılından beri doğal ortam içerisinde korunmaya alınmış geyiklerin sayısı artmaktadır. Ancak bu alanda bulunan kurt ve yaban domuzu geyiklere zarar vermektedir. Bu nedenle bu hayvanların kontrollü olarak avlanılmasına izin verilmektedir.
   Honaz Dağı'nda Yaban Keçisi Koruma ve Üretme Sahası bulunmaktadır. Fauna (hayvan topluluğu) olarak Honaz dağı'nda yaban domuzu, tilki, porsuk ve tavşan bulunmaktadır.
   Kartal Gölü ve Karaçam Tabiatı Koruma Alanı Yabankeçisi Koruma Alanı olarak ilan edilmiştir.


-Kış Sporları

İnsanların çevreyle ilgisi giderek artan bir duyarlılığa dönüşmektedir. Çevre insanlara, günlük yaşantılarını sürdürdükleri yerden farklı bir ortam ve olumlu bir çelişki sunabildiği ölçüde çekiciliğini koruyabilmektedir. Bu yüzden turistlerin tatil anlayışı ve beklentilerinde de değişmeler olmuş, ana unsurunu insanların oluşturduğu turizm, geçmişteki  basit tanımının, yani seyahat ve konaklamanın çok dışına taşmış, uygarlık kavramı içinde, akla gelebilecek pek çok çağdaşlık anlamının karşılıklı tamamlayıcı niteliklerini içeren yepyeni bir kimliğe bürünmüştür. Bireysellik, yani turistin özellikle kendisine hazırlanmış bir ürünün sunulduğunu görme arzusu, ön plana geçmeye başlamıştır. Bu bağlamda konulu seyahatler, kişilere geniş seçim olanağı  tanıyan çok alternatifli ürün tipleri ve çeşitlilik önem kazanmıştır. Bakanlığımız, bir milyon yatak kapasitesine sahip olma aşamasına gelen Türkiye'de, yeni turizm politikaları uyarınca, var olan turizm olanaklarının değerlendirilmesini ve bu yörelerin ekonomiye turizm yoluyla katkıda bulunmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda bölgesel turizm alanlarının rehabilitasyonu üzerinde program çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmada, rehabilitasyonu öncelikli olan kuşakların tespit edilerek oluşturulacak yeni turizm politikasının temel ilkelerinden hareket eden pazar oryantasyonlu dinamik dönüşüm planları ile turizm alanlarının çeşitlendirilmesi ve yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır. Bu çalışma içinde yer alan en önemli projelerden biri de Türkiye'deki dağ ve kış turizmi olanaklarının değerlendirilmesidir.

  
İKLİM: Denizli ili Türkiye coğrafi haritasında Ege Bölgesi’nde olmasına rağmen, iklim olarak Ege Bölgesinin iklimi tamamen görülmez. Kıyı kesimlerinden iç bölgelere geçit yerinde olduğundan az da olsa iç bölgelerin karasal iklimi hissedilir. Ege Bölgesi ikliminden sıcaklık olarak biraz düşük farklılıklar görülebilir. Denizli ilinde dağlar ekseriyetle denize dik  olarak uzanmakta olduğundan denizden gelen rüzgarlara açık bulunmaktadır. Kışlar ılık ve yağışlı geçmektedir. Yörenin aldığı yağışın önemli bir kısmı kar yağışıdır. Honaz Dağı, Karcı Dağı, Babadağ Karkın dağı ve Bozdağ topoğrafik özellikleri, uygun eğim koşulları ve kar yağışının yeterli olması nedenleri ile kayak potansiyeline sahip bölgelerdir.

KIŞ SPORLARINA ELVERİŞLİ ALANLAR

HONAZ DAĞI
 Denizli’nin 17 km güneydoğusundadır. Dağın yükseltisi 2571 metredir. Yamaçları dik ve meyillidir. Denizli-Muğla ve Antalya karayolu, dağın güneybatı eteklerinden geçmektedir. Yaz ve kış aylarında dağın tepelerinde sürekli kar bulunur. Honaz Dağı Milli Parkı’nda anayola 16 km uzaklıkta master plan yapılmakta olan kayak projesi var.

KARCI DAĞI
 Denizli’nin güneyinde, Babadağ’ın devamı şeklinde uzanır. En yüksek yeri Gökbel Tepesi 2308 metredir. Karcı Dağı ile Honaz Dağı arasında Akdeniz ve Ege Bölgelerini birbirine bağlayan Kazıklıbeli geçidi (1250 metre) bulunur. Dağ üzerinde sürekli kar bulunur. BABADAğ 2308 metre yüksekliğindedir. Denizli’nin güneyinden batıya doğru Menteşe dağ sisteminin bir uzantısı olarak sıradağ şeklinde uzanır. Dağın tepelerinde yaz-kış kar bulunur. 

  
BOZDAĞAcıpayam - Gireniz Vadisi ile Tavas - Barza Ovası arasındadır. Pek fazla geçit vermediğinden bu iki yerleşim sahasının bağlantısı zayıftır. Bozdağ, Konak ilçesi Yorga Köyünde 2475 metre yükseklikte anayola 10 km uzaklıkta olan yerde, yol durumu düzeldiğinde kayak merkezi açılacak. Açıldığı takdirde Batı Anadolu Bölgesi’nin tek büyük kayak merkezi olacaktır.

KARKIN DAĞI:
 Çameli ilçesi, Gürsu köyü, Karagöz yaylası sınırları içindedir.  Zirvede yaz kış sürekli kar bulunur. Dağın eğimi kayak sporu yapmaya çok elverişlidir. Bölgede çok sayıda anıt ağaçlar da bulunduğundan tabiat harikadır. Karkın dağı aynı zamanda Denizli-Fetiye turistik yal güzergahında bulunmaktadır. Dağa ulaşım stabilize yol ile sağlanabilir.


-Su Sporları

Su Sörfü
Adı Güzel Barajı, Işıklı Gölü Su, Kartal Gölü Sörfü Turizmine oldukça elverişlidir.
 
AKARSU TURİZMİ
Acıpayam Gölcük-Dalaman Çayı, Güney şelalesi–Sarayköy (Büyük Menderes Nehri), Bekilli ilçesi–Çal ilçesi (Büyük Menderes Nehri)'nde Rafting ve Kano için uygun parkurlar bulunmaktadır.
-Acıpayam Gölcük-Dalaman Çayı
-Güney şelalesi-Sarayköy Büyük Menderes Nehri
-Bekilli ve Çal İlçeleri arası Büyük Menderes Nehri
   
Jeep Safari Parkurları
-Yatağan Kasabası-Aşağı Karaçay
-Denizli Çamlık-Afrodisias
-Güney şelalesi
-Beyağaç Kartal Gölü



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder